Devir reklam ve tanıtım devri.

En iyi malı üretseniz de,

Yoksa eğer reklamınız ,

Baştan bir sıfır mağlupsunuz,

Yani başlamadan yarı yolda kaldınız.!

En kötü malı üretseniz de reklamla zirvedesiniz.

Algı çok önemli.

Dünyanın en iyi malını üretseniz , eğer tanıtım ve reklam enformasyon yoksa ,asla marka olamazsınız.

Çünkü sizden öncekiler yani köşe başını tutanlar ürünle markalaşmıştırlar.

Örneğin plastik doğrama denince ,ilk akla gelen bu malı üreten firmanın adı pimapen’dir.

Plastik doğrama demeyiz , firmanın adıyla anarız.

80 lerde bina dış cephe hazır renkli sıvası , ilk üreten kaleterasit, üretici firma adıyla anılır.

Siyasette de aynı değil mi..?

Demirel , Erbakan, Özal ,Türkeş birer marka değil miydi ?

Nerdeyse partiler , liderleriyle özdeşleşmiş mahzende yıllanmış şarap gibiydiler.

Asla yerlerine ikinci adam yetiştirmediklerinden , lider gidince, partileri de ya unutuldu gitti, ya da eridi bitti.

Merkez sağ , AKP den ve MHP ‘yi terkeden yenilerle boşluğu doldurmaya başladı.

Ama günümüzde değişen bir şey yok ,aynı siyaset ve aynı egolar.

Daha yeni parti olanlarda bile iç kavgalar.

Eğer değişim diyerek yola çıkanlar , değişimi göremiyorlarsa akıbetleri eskilerin gibi olacağı muhakkak.

Parti genel başkanları dün olduğu gibi, gene öyle kolay koltuğu bırakmayacaklar.

Taban değişim diye ısrar ederken , tavandakiler vurdumduymaz.

Onca seçimi kaybet, oylar düşsün..sen alla pulla ,oyna rakamlarla, partimiz gene öndedir reklamlarıyla milletin gözünü ört ki ölem..!

Hani o bildik fıkradaki gibi..!

Olmaz ya, oldurmuşlar ama güzel de uymuş fıkraya,

Bir fani dünyadayken “ ya rabbi “ demiş,

“ben ölmeden önce gidip bir göreyim cennet cehennemi “,

“hangisini beğenirsem . ona göre yaşayayım dünyada ,

beğendiğime giderim hak vaki olunca, “

Yüce yaradan peki

demiş meleklerine emir vermiş,

Gitmiş varmış , arafa..!

Bakmış cennete,sessiz sakin her yer, istediği gibi değil , beğenmemiş .

Geçmiş cehenneme ortalık şen şakrak , zevk sefa alabildiğine eğlence.

Vur patlasın çal oynasın,

-“tamam “ demiş , burası güzel ikinciyi beğendim.

Gelmiş dünyaya ona göre yaşamış gün gelmiş ölmüş fani.

Önceden beğendiği yere gitmiş varmış ,

Cehennemin kapısındaki bekçi zebani açmış kapıyı.

O da ne..? kötü olan ne varsa içerde,

korkmuş irkilmiş hemen çekilmiş geriye .

Burası beni beğendiğim benim gördüğüm yer değil demiş .

Zebani gayet sakin ,

-O senin önceden gördüğün reklamıydı,

bu ise hakikisi demiş .

İşte siyasette de reklam böyle bir şey..!

Beş dakikalığına girdiğimiz oy verme yerine..!

Tercihimize göre , beş yıl içinde neler olacağını göreceğiz,

Ya cenneti, ya cehennemi..!

hangisi reklam , hangisi gerçek..?

Fıkradaki gibi , gidip önceden görmemiz de olası değil..!

Görsek de, acaba reklam mı , aslı mı belli değil..!

Medyanın yaptığı üç maymunu oynamak mı, yoksa taraf tutup sahibinin sesi olmak mı..?

Ancak duymak istediklerini okuyanlar kadar taraftarı ve okuyucusu olan siyasi taraf gazeteler , ne kadar halkın medyası olabilirler.?

Aksi takdirde açıkça bir siyasiyi benimseyip ,

Diğerlerini görmezden gelen gazete değil , o siyasi görüşün bültenidir.

Zor ayakta durabilen yerel basın , tarafsız ve ilkeli kalabilmek için günü kurtarmaya çabalıyor maalesef.

Ekonomik gidişata dayanamayan gerçek medya ise maalesef ayakta kalmaya çok zorlanıyor.

Gelgelelim ismi yakın çevrede malum bazı kişiler , yandaş ve Candaş işi götürmeye çalışıyorlar.

Bunlar kendilerini öyle belli ediyorlar ki,

Ak’ı kara , karayı ak yapmak için bazen çok gülünç durumlara da düşüyorlar.

Öyle veya böyle bazı basın çalışanları seçimlerden bu yana hala bazılarının yanında.

Rüzgar dönünce , dün göklere çıkardıklarını , bugün çok kolay yere bırakmaktan çekinmiyorlar.

Değişen dünyamızda , medyada da büyük değişim yaşanıyor aslında.

Çağ’a ayak uydurmak adına , önce Televizyon , şimdilerde sosyal medya , en büyük yayın ve iletişim aracı

Siyasette, Sosyal hayatta, iş adamları ve reklamlarda tüm dünya bir zap kadar yakınızda.

Akşam evlerinde oturanlara ve tüm dünyaya seslenmek artık daha çağdaş ve masrafsız..!

Ama yazılanlar çizilenler ne kadar tarafsız..?

***

Dün Efeler belediyesinin kitap kafe açılışından sonra gezdiğim mekan son derece nezih ve seçkin bir kütüphane olmuş.

Devlet kütüphaneleri saat beş gibi kapanırken, KİTAPKAFE gece iki ye dek açık olacağı gibi, uzak yerlere gitmek isteyenler için bir araç tahsis edilerek , evlerine kadar bırakılacağı , internetin ücretsiz sunulduğu erişim olanağı, konularına göre istiflenmiş yüzlerce kitap ile başta anneleri ve çocukları bekliyor.

Salgın günlerinde uzun boş zamanı değerlendirmek için okumayı sevenlere , kitapseverlere mükemmel bir imkan.

Ama önce anneler okuyup öğrenmeli ki, herkese öğretsin.

Bu güzel mekan nedeniyle ,Başta Efeler Belediye başkanı adaşım M. Fatih ATAY olmak üzere emeği geçenleri kutluyorum.

Bu aralar Çin’den gelen salgın ve aşı ile gündeme gelen Çinlilerin çok değerli düşünürleri var tarihte .

Bunlardan , biri KUAN TZU bakın 3 bin yıl önce neler demiş kitap ve eğitim üzerine.


BİR YIL SONRASINI DÜŞÜNÜYOSAN , TOHUM EK,

ON YIL SONRASINI TASARLIYORSAN, AĞAÇ DİK,

AMA YÜZYIL SONRASINI DÜŞÜNÜYORSAN, İNSANLARI EĞİT.

BİR KEZ ÜRÜN VERİR EKERSEN TOHUM,

ON KEZ ÜRÜN VERİR BİR AĞAÇ DİKERSEN,

YÜZLERCE YIL ALIRSIN SEMERESİNİ,EĞER EĞİTİRSEN İNSANI.

BALIK VERİRSEN BİR KEZ DOYURURSUN HALKINI,

BALIK TUTMAYI ÖĞETİRSEN HEP DOYAR KARNI.


SÖZÜN ÖZÜ :


GÜNEŞİ ÖRNEK ALIN KENDİNİZE,

KORKMAYIN BATMAKTAN,

YILMAYIN TEKRAR DOĞMAKTAN


MEHMET ÖZÇAKIR


[email protected]

PK:110 EFELER – AYDIN

GSM : 0.542.760.8691