AK Parti Aydın İl Başkanlığı'nın Pazartesi günü Atatürk Spor Salonu'nda yapılan 7'nci Olağan Kongresi'ni gazeteci olarak izledim. Kongreye ilişkin haberleri dünkü gazetemizde okudunuz. Bugün ise yorumlarımı bu köşe aracılığıyla sizlerle paylaşmak istedim.

Aydın siyasetinde uzun zamandır AK Parti'de mevcut Başkan Ömer Özmen'le yola devam edilip edilmeyeceği konuşuluyordu. Nihayet 8 Ocak günü Özmen'in basın toplantısı düzenleyip, “Görev bize tevdi edilmiştir” açıklamasını yapmasıyla bu konu açıklığa kavuşmuş oldu.

Parti içi muhaliflerin desteklediği önceki dönem Söke ilçe başkanlarından Tanju Karaçancı her ne kadar 'adaylık hareketi' başlatmışsa da kendi ifadesiyle 'gelen emir' doğrultusunda kongreden bir gün önce adaylıktan çekildi.

Tek listeyle gidilen kongrede 2015'in Ocak ayından bu yana – iki aylık minik ara hariç – il başkanlığını sürdüren Ömer Özmen, yeniden bu göreve seçildi.

AK Parti'de iktidarın ilk yıllarında birden fazla adaylı kongrelere tanık olsak da son dönemde bu gelenek son buldu. AK Parti, kongrelere tek adayla gidiyor. Gerçi ana muhalefet partisi CHP'de de durum pek farklı değil. Onlar da son dönemde 'tek adaylı' kongreleri benimsemiş durumda.

Konumuza dönecek olursak, Ömer Özmen, kongrede 2023 genel seçimlerini ve 2024 yerel yönetim seçimlerini işaret ederek, “Partimizi zirveye taşıyacağız” mesajı verdi. Birlik ve beraberlik vurgusunda bulunmayı ihmâl etmedi. Her zaman olduğu gibi polemikten uzak, birleştirici bir üslup benimsemeyi tercih etti.

***

Vekillerin ardından söz alan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan ve AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in konuşmalarında ise genel siyasetin 'polemikçi' üslubunu gördük.

Siyasi arenadaki en büyük rakipleri CHP'yi hedef alan AK Parti'nin ağır topları 28 Şubat'tan 27 Nisan'a kadar pek çok konu başlığı altında ana muhalefeti itham etti.

Görülen o ki, AK Parti kurmayları, kendi tabanlarını bir arada tutabilmek için 'CHP'ye taarruz' siyasetini baskın aktör haline getirmiş durumda. Bu siyasi tarzın özellikle seçim kampanyalarında ağırlık kazandığını görmek mümkün. Tabii karşı taraf açısından da durum çok farklı değil. Onlar da olumsuzlukların merkezine iktidar partisini yerleştirerek, bu söylem üzerinden bir algı inşa etmenin gayreti içinde.

***

Kongre salonunda coşkuyu körükleyen en önemli unsur AK Parti Gençlik Kolları üyeleriydi. Gençler, attıkları sloganlarla, partinin ağır toplarına yaptıkları tezahüratlarla dikkatleri çekti. Parti Sözcüsü Çelik'in “Ben Gençlik Kolları'nın doğal üyesiyim, pandemi olmasa şu anda aranızdayım” söylemleri gençleri daha da coşturdu.

Salonu dolduran katılımcılar, video konferans yoluyla kendilerine seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını ise deyim yerindeyse pürdikkat dinledi. Erdoğan'ın konuşması ayakta alkışlandı.

Salgın koşullarına karşın kongreye katılım oldukça fazlaydı. Hatta bu durum, muhalif kesimlerin 'Kongrelerde salgın hastalık bulaşmıyor mu?' şeklindeki iğneleyici / eleştirel yorumlarına yol açtı. Bu da başka bir tartışma konusu tabii.

***

49 kişilik il yönetim kurulu listesine baktığımızdaysa önceki dönemde yönetimde yer alan isimlerin yarıya yakınının yerini koruduğuna tanık olduk. Partinin kurucu ilçe başkanlığını yapmış Cüneyt Bayraktar, eski Efeler ilçe başkanlarından Aytaç Arslan, eski İl Kadın Kolları Başkanı Mediha Turgut, Çağatay Gülaştı döneminde ilçe yönetiminde yer alan Erdinç Eşiyok, eski Dalama Belde Belediye Başkanı Nihat Aktakka, iş insanı Hakan Çetin ilk başta göze çarpan isimler arasındaydı.

Ömer Özmen'in yönetiminde esnaf isimlerin de bir hayli fazla olması göze çarpan bir diğer husus. Toplumla ilişkiler bakımından esnaf isimlerin yönetimde olması çarpıcı bir etken.

Sözün özü, oluşan kadro, AK Parti'yi 2023'e taşıyacak. AK Parti 2023'te yapılacak genel seçimlerde elindeki 4 vekili muhafaza edebilecek mi? Artıracak mı azaltacak mı? 2024 yerel seçimlerinde Büyükşehir başta olmak üzere ilçelerde başarı elde edilebilecek mi? Bütün bu soruların yanıtını zaman gösterecek.