Eski Ramazanlarda, dün gibi hatırlarım da iftarda dumanı üstünde tüten mis gibi sıcak pidelerin lezzeti bir yana, sofralarda bereketin, besmeleyle açılan oruçların daha bir anlamı vardı sanki. 

Günümüzde gelişen teknolojiyle beraber postmodernizmin de etkisiyle artık ne yazık ki ‘Eski Ramazanlar’ olarak yadettiğimiz günlere özlemimiz yıldan yıla daha da artıyor. 


Hiç unutamadığım bir Ramazan manisini mesela artık duymaz olalı, düşünüyorum da uzun yıllar olmuş. Neydi o mani hatırlayalım; 


Aldanma sağa sola!
İhlâsla gir Hak yola!
Orucunu tutanın,
Sonu elbet hayrola.


Belki de artık sadece eski bir geleneği yaşatma adına sürdürülen Ramazan’da çalınan davul seslerine sahiden de artık neden içten bir sesle çocukluğumdaki gibi anlamlı bir mani eşlik etmez. 


Aslolan esasında eskiye özlemimiz de değil belki de körelen bazı hislerimizin yeniden uyanması gerektiğine dönük içsel beklentimizdir. 


Yoksa, ‘Nerde o eski Ramazanlar’ deyip geçmişi yadetmek, bugüne burun kıvırmak olur ki bu da klasik bir yaklaşımdan öteye geçemez. 


Bu nedenle eskide yaşattığımız ancak bugünümüzde unuttuğumuz neler varsa iyice belleğimizi yoklayarak kontrol etmeliyiz. 
Sağlıcakla kalın.