Türk ekonomisine güvensizliğin tespitine yönelik olarak yapılan ve güvensizliğin en üst düzeyde yaşadığı şu günlerde tüketici, reel kesim, parakende,hizmet ,inşaat  sektörleri ile yapılan anketlerde ,güvensizlik artışı karamsar sektörlerde % 15 ile % 1,7 arasında değişirken ekonomiye en çok güvenen sektörler inşaat ve perakendeciler olarak karşımıza çıkmakta.Tüketicilerin % 15’i daha Aağustos ayında ekonomiye güvenmeyenler sınıfına dahil olmuşlar.

Bu anketler yapılırken Türk çiftçisi bu anketlere dâhil edilmemekte ve üreticiye sorulmayan soru ise “siz ne kadar ekonomiye güveniyorsunuz?”

Konuya nereden girdik?

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet Yılmaz, Ankara’da DSİ Genel Müdürlüğü’nde “2023 Yılı Tarımsal Üretici Temsilcileri İstişare Toplantısı'na katıldı.Toplantıya hangi tarım temsilcilerinin katıldığı konusunda bilgi sahibi olamadık.

DSİ ülkemizin çalışan kamu kurumlarının başında gelmekte.Tarımsal sulamanın lokomotifi konumunda.

Ancak Ankara’da yapılana bu toplantıda tarım kesiminin ne derece temsil edildiği veya düşünce ve dertlerini anlatabildiği konusunda endişelerimiz var.

Sayın Yılmaz, tarımın sorunlarından çok gelecekle ilgili vaatlerde bulunmuş.Sayın Yılmaz’a bürokrasinin verdiği metinde cümle aralarında tespit edilen sorunları kısaca ve başlıklar halinde özetleyelim.

·       Tarımda da belirsizliklerin azaltılması ve öngörülebilirliğin artırılması;

·       Tarımın milli güvenliği ilgilendirdiği;

·       İklim değişikliği ve küresel ısınmanın tarıma olumsuz etkisi ve tarımın savunmasızlığı;

·       Tarım sektörü ve gıda alanının son ederece kıymetlidir;

·       Geçmişte kalkınma anlayışında tarım bir miktar ihmal edilmiştir;

·       Tarımdaki gelişmeler, genel kalkınmamız açısından, makro istikrarımız açısından da son derece önemlidir;

·       Makro ekonomi ve enflasyonda yaşanan hareketlilik, makro istikrar, gelir dağılımı ve sosyal adalet bakımından gıda ve tarımın çok kıymetli bir alandır;

·       Sürdürülebilir bir tarımsal üretim son derece kıymetlidir;

·       Sürdürülebilir bir yapıyı sağlamada, girdi maliyetlerinden fiyat dengelerine, sözleşmeli üretime varıncaya kadar birçok konu ele alınmalıdır;

·       Verimlilik, kayıtlılık, kalite ve sektöre yatırımın son derece kıymetlidir;

·       Sağlıklı beslenemeyen insanların, sağlıklı olması beklenemez;

·       AR-GE, ruhsatlandırma gibi çalışmalar, ihracatla güçlendirilmesi gerekmektedir;

·       Gıda güvenliği ve denetimlerin çok daha güçlü hale getirilmelidir;

·       Genç nüfusun tarım alanına daha fazla girmesi, kadınların da bu alanda daha fazla aktif olmasının önemlidir;

·       Tarım desteklerinin, üretime destek şeklinde anlaşılması gerekmektedir;

·       suyu çok verimli kullanmak durumundayız;

·        Türkiye'nin ihracatçı konumunun daha fazla pekiştirilmesi gerekmektedir.

·       Esas olan, üreticiyle tüketici arasındaki mesafeyi daraltmak, aracılık ve girdi maliyetlerini düşürmektir.

Sayın Yılmaz ,eksiği ile beraber Türk tarımının çözülmeyen veya çözülemeyen sorunlarını sıralamış

Eksik olan da devletin yapması gerektiği halede yapmadığı “planlama,yapısal değişim,tarım ürünleri pazarlama sisteminin bozukluğu,desteklemelerin uluslararası rekabet edemeyecek düzeyde olması ve çözümün kooperatiflerde aranması.

Tarımın sorunlarının tartışılması ve ve önerilerin teklif dahi edilemediği,tarım dışı sektörlere tarımın feda edildiği günümüzde eksik ve tutarsız da olsa böyle bir toplantıyı olumlu kabul etmekteyiz.