Türk kahvesi, yalnızca Türkiye’nin değil aynı zamanda dünyanın da en fazla bilinen içecekleri arasında yer alıyor. Birçok kişi bu kahveyi biliyor olsa da aslında Türk kahvesinin tarihi ile alakalı tam anlamıyla bilgi sahibi değiliz.

Gelin, tadını damaklarda bırakan, kırk yıl hatırı olan kahvenin tarihini inceleyelim.

Türk Kahvesi, Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze kadar gelmiş eski kahve hazırlama ve pişirme yöntemidir. Kendine özel tadı, köpüğü, kokusu ve sunumu ile özgün bir geleneğe ve yere sahiptir. Telve ile ikramı yapılan tek kahvedir.

Türk Kahvesi Kim Tarafından Keşfedildi?

Kahvenin tarihçesi ile ilgili çeşitli efsaneler anlatılmıştır. Türk kahvesinin ilk icadı 3. Yüzyıldır. 3. Yüzyılda Etiyopya’lı Khaldi adındaki bir keçi çobanı tarafından keşfedilmiştir. Çoban, keçilerinin uyarıcı kırmızı çekirdeklerini yedikten sonraki çocuk gibi enerjik hareketlerini fark etmiş ve kahveyi keşfetmiştir. Kendisi de denedikten sonra verdiği hissi sevince diğerlerine haber vermiş ve kahve bugünlere gelmiştir.

Diğer bir efsaneye göre ise, Yemenli Şeyh Şazili’nin 14. Yüzyılda kahveyi ilk içen kişi olduğudur.

Bir başka rivayette, 16. Yüzyılda yaşamış olan Arap yazarı Ceziri’ye göre kahveyi ilk içen kişi Ez-Zebhani olarak bilinen Yemenli Cemalleddin Ebu Abdullah Muhammed İbn Said’dir. Yaşadığı bir olay yüzünden Aden’i terk ederek Etiyopya’ya giden ve orada kahve içen kişilerle karşılaşıp kahveyi içen Zebhani, Aden’e geri döndüğünde hastalanmıştır. Aklına ilk kahve içmek gelen Zebhani yorgunluğunu ve uyuşukluğunu gideren ona enerji ve dinçlik veren kahvenin özelliklerini keşfedip iyileştiği varsayılmaktadır.

Kahvenin anavatanı Etiyopya’nın Kaffa bölgesi olmuştur. Kaffa’nın ormanlarında yetişen Arabika kahve ağaçlarındaki kahve çekirdekleri ilk işlenen kahve olarak bilinmektedir.

Türkler Kahve İle Ne Zaman Tanıştı?

Kahve, Yemen’den Mekke ve Medine’ye oradan da 15. Yüzyıl sonlarında seyyahlar aracılığı ile İran’a, Mısır’a ve Türkiye’ye yayılmıştır. Türklerin kahve ile tanışmasının ortaya atılan iki rivayeti vardır.

Bunlardan ilki 1554 yılında Suriyeli iki girişimci tarafından kahvenin İstanbul’a getirilmesidir. İkinci rivayete göre ise Yavuz Sultan Selim zamanında Yemen Valisi Özdemir Paşa kahve çekirdeklerini İstanbul’a getirmiştir ve onun sayesinde saray kahve ile tanışmıştır.

Saray teşkilatına kahvecibaşı tahsil edildikten sonra günden güne kahveye olan ilgi artmıştır. Padişah için kahve oldukça önem arz ettiğinden dolayı kahvenin yanında içilecek su da özel olarak Gümüşsuyu’ndan getirilmeye başlanmıştır. Ardından zamanla Türk kahvesi kültürü evlere yayılmaya başlamıştır. Türkler tarafından yepyeni hazırlama metodu ile Türk kahvesi güğüm ve cezvelerde pişirilmeye başlanmıştır.

1554 yılında İstanbul Tahtakale’de ilk kahvehane hizmete açılmıştır. İstanbul’a gelen Venedikliler tarafından 1615 yılında Venedik’e ulaşan kahve Avrupa’nın da gözdesi haline gelmiştir. 1645 yılında Venedik’te de ilk kahvehane açılmış, Paris 1643, Londra ise 1651 yıllarında kahvehanelerle tanışmıştır.  

Türk kahvesinin günümüze kadar gelişi oldukça etkileyici. Bu harika tadın da bozulmadan süregelmesi nesiller boyu denenmiş ve onaylanmış. Türk kahvesinin tadı ve zevkli paha biçilemez. Nesiller sonra da halâ var olacağından şüphem yok. 40 yıl hatırla, sağlıcakla kalın...