Demokrasi ve Millî Birlik Günü. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı yapılan darbe teşebbüsü önlenişinin 7.nci yıldönümü. Türkiye'de her yıl 15 Temmuz'da kutlanan bir resmî tatildir. 15 Temmuz Darbe Girişimi sırasında hayatını kaybeden 240'ı aşkın sivil, polis ve askeri anmak için genel tatil günü ilan edilmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde Yurtta Sulh Konseyi adıyla örgütlenen bir grup asker, 15 Temmuz 2016 tarihinde 65.nci Türkiye Hükümeti ve Türkiye Cumhurbaşkanına karşı darbe girişiminde bulundu. 16 Temmuz sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda darbe girişimi bastırıldı. Olaylar sonucunda darbeye karşı çıkan en az 248 kişi (180 sivil, 62 polis, 6 asker) hayatını kaybetti.

DEMOKRASİ YOLUNDA DARBEYE GEÇİT YOK!

Tıpkı kişiler gibi, milletlerin de karakteri vardır. Bizim milletimizin karakteri, gerçekten erdemlerle donatılmıştır. Bu erdemlerden biri de, yeri geldiğinde vatanını korumak için canından vazgeçmeyi göze alabilmektir. Türk milletinin bu yüksek karakterini yüzyıllara uzanan destansı tarihimizde çok kez görmüşüzdür. İşte bunların sonuncusu, 15 Temmuz 2016’da millet olmanın asaletini, birlikteliğini ve gücünü gösterdiğimiz Demokrasi Zaferi’mizdir.

Türk milletinin demokrasiyle yaşama özgürlüğüne, Türkiye Cumhuriyeti‘nin içte ve dışta bağımsızlığına, ülkemizin huzur ve refahına göz dikenlerin bir temmuz gecesinde yapmaya çalıştığı kalkışmayı, sokaklara dökülen genç yaşlı, kadın erkek, Türk milletinden milyonların bastırdığı bir destandır 15 Temmuz.

Bizler o gece, demokrasimizi kimsenin eline bırakamazdık. Milletimizin refahını ve huzurunu, darbeyle başa geçmeyi düşünenlere terk edemezdik. İman gücümüz, millet olmanın verdiği inanç ve devlet büyüklerimizin verdiği güvenle bayrağımıza, bağımsızlığımıza ve devletimize sahip çıkarak, Türk milletinin gücünü yeniden gösterdik.

Üzerimizde hain emelleri olan yapılanmalar, ülkemizde kaos ve kargaşa ortamı yaratmak isteyerek, bu milletin bağımsızlığına, demokrasisine göz dikmişlerdi. Fakat biz, millet olarak el ele vererek köprülere, havaalanlarına, açık meydanlara koşarak, bayrağımıza sahip çıktık. Tarihimizde defalarca ortaya çıkardığımız o asil ruhu, 15 Temmuz’da Türkiye’nin dört köşesinde yeniden gösterdik.

YAŞASIN TÜRKİYE CUMHURİYETİ, YAŞASIN DEMOKRASİ!

Herkes gördü ki, Türk milleti asil kanlarıyla suladığı bu vatan toprağının bir karışını bile teslim etmez. Ve yine gördüler ki, demokrasiye göz dikenlerin asla hâkimiyetine girmez bu millet. Aramızda ayrılıklar yaratmak isteyen tüm güçler gördüler ki, Türk milleti gerçekten büyük ve asil bir millettir.

Bu uğurda canlarını veren şehitlerimize yüce Allah’tan rahmet diliyoruz. Demokrasi şehitlerimiz, tarihin şerefli sayfalarına adını yazdırarak ölümsüzleştiler. İnşallah bu millet böyle bir tehlikeyi bir daha yaşamaz. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti, Yaşasın Demokrasi!

En kestirme ifadeyle darbe, kurulu düzeni, meşru hükümeti veya yönetimi devirmeye çalışmaktır. İktidar hırsı ile meşruiyeti ortadan kaldırma arzusu her şeyden önce bir ahlaksızlık; ülkeye ve topluma karşı da bir ihanettir. Maalesef son bir buçuk asırda ülkemiz pek çok darbelere sahne olmuştur. Darbeler tarihini ele alan yüzlerce kitap, binlerce makale hatta tezler yazılmış olsa da artlarında hep karanlık bir taraf kalmıştır.

FETÖ terör örgütünün ayak izleri olan 17-25 Aralık hukuk darbesiyle başlayıp 15 Temmuz’da hepimizin yaşadığı terör ve işgal girişimi, son yüz elli yıldaki darbelerin hem tamamlayıcısı hem de toplamına eşit bir ihanettir. Ardından 251 şehit ve binlerce gazi bırakmış olan bu ihanet teşebbüsü hepimizin gözleri önünde ve şahitliğinde cereyan etmiştir. İhanetin en büyük delili, silahsız, cephesiz ve cephanesiz şehit yakınlarımız ve gazilerimizdir.

Her birimizde onlarca hatıra bırakan bu ihanet, sözlüğümüzdeki kelimeler ile tarif edilemeyen ve tarihimizde benzeri olmayan menfur bir girişimdir.

Kırk yıl boyunca topluma karşı oynanan bir tiyatronun birden renk değiştirip sahnesini, oyuncusunu, seyircisini ve 15 Temmuz’da bütün Türkiye’yi hedef alan mutlak bir ihanettir.

Yedinci yılında, şehitleri geri getirmese, gazilerin hatırlarını değiştiremese de milletimiz bu travmayı büyük ölçüde atlatmıştır. Ancak, FETÖ(Fethullahçı Terör Örgütü) haininin milletimiz içine soktuğu fesadın da kısmen varlığını sürdürdüğü unutulmamalıdır. Bu yüzden, başlatılan davaların mümkün olan süratte tamamlanması, meseleye taraf olanların cezalarının hızlı bir şekilde verilmesi büyük önem taşımaktadır. Yeni fesat dalgalarına daha fazla meydan vermeden, mahkemelerin adil ve acil bir biçimde sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu süreçte, suçun şahsiliği dikkate alınması gereken en önemli hukuki prensiptir. Akrabalık yoluyla veya başka bir şekilde suçlular ile veya terör örgütünün meşru zemini kullanıp hayata geçirdiği üniversite ve banka gibi kurumlarla ilişkisi olanların, gerçek suçlulardan tefrik edilmesi toplumsal barış için elzemdir.

15 Temmuz, Türk tarihinin yeni bir dönüm noktasıdır. Komşuları, müttefikleri, stratejik ortakları, dost ve düşmanları ile yeniden hesaplaşmanın başlangıcıdır. 2016’da olduğu gibi, bugün de, 15 Temmuz ruhu etrafında kenetlenecek olan siyaset, asker, üniversite ve toplumun her katmanı, farklılıklarını muhafaza ederek yeni bir şahlanışı sağlayacak güce sahiptir.

Yeter ki, birbirimize adil olalım, birlikte olalım.

ÖZLÜ SÖZ: "Vatan Sevgisi Îmândandır." "15 Temmuz mücadelemizin zirvesi, şanlı milletin zaferidir!" "15 Temmuz kahraman Türk milletinin demokrasi bayramıdır." "15 Temmuzdaki o hain kalkışmayı UNUTMA, UNUTTURMA!" "Vatanı için ölüme giden şerefli Türk halkı... Hiçbir zaman unutulmayacaksınız."

Saygıdeğer Yeni Kıroba Gazetesi okuyucularım; Selamlar, Saygılar ve Sevgiler. Güzel Günlere; Mutlu

Yarınlara... Sağlıcakla, Esenlikle, Huzur dolu ve Dostça kalın.