Balıklı Mahallesi'ndeki atölyesinde mesleğini sürdüren 70 yaşındaki Akkan, 1800'lü yılların sonlarında Almanlar tarafından üretilen makinesiyle müşterilerini siparişlerini karşılıyor. Akkan, doğup büyüdüğü Isparta'nın Yalvaç ilçesinde 12-13 yaşlarındayken Gaziantepli bir ustaya çıraklık yaparak dokumacılığı öğrendiğini söyledi. 

Yaptığı işin bir sanat ve zanaat olduğunu belirten Akkan, "Çocukluğumdan beri el dokumacılığı yapıyorum. Burada halı tamir ederim, söküntü orlonlardan kilim dokurum. Overlok yaparım. Kilimden heybe ve çantalar yaparım. Minder yaparım. Bütün geçimimi bu şekilde sağlıyorum." dedi. Aynı atölyede 40 yıldır çalıştığını dile getiren Akkan bu zanaatın ustalarının sayısının azaldığını, yetiştirecek çırak bulamadığını ifade etti.

Almanlar tarafından 1800'lerin sonlarında imal edilen eski bir makineyle 45 yıldır çalıştığını anlatan Akkan şöyle konuştu: "Dokuma yaptığım tezgah Alman malı 100 yıllık çok sağlam bir makine. Ben tezgahımdan çok memnunum. Dükkanıma hırsızlar girip makinenin bazı parçalarını çalmışlar. Yerine taktığım parçalar orijinal olmadığı için son 1 yıldır makineyi tam randımanla kullanamıyorum. Bu makine Türkiye'ye bir tekstil şirketi tarafından getirilmiş. Ben bu makinenin beşinci sahibiyim. Tezgahta çalışırken büyük keyif alıyorum. Bu makineye 'atar top' diyorlar. Bu makine kaşe, branda, yolluk, tiftik, battaniye dokuyabiliyor."

Dokuma tezgahlarında eski makinelerin artık kullanılmadığını aktaran Akkan bu işin teknolojik bilgisayarlı makinelerde yapıldığını vurguladı. Veli Akkan, mesleği öğrenmek isteyen birisine dokuma tezgahını miras olarak bırakabileceğini, çırak yetiştiremezse makineyi bir müzede sergilenmesi için devlete bırakmayı vasiyet edeceğini sözlerine ekledi. (AA)
 

Editör: ERDAL GÜNDÜZ