Bütün dünyada üretim biçimi büyük oranda “ile tipi çiftçiliktir”

Daha önce şirket tipi üretimler denenmiş;ancak milli çıkarlara ve ekonomiye yararı olmadığı için vazgeçilmiş.

Türk tarımının sürdürülebilir,verimli ve ticari boyutta gelişmesi için aile çiftçiliğinin şarttır.

Aile çiftçiliğinin kooperatif ve yasal olarak güçlendirilmiş üretici birlikleri ile pazarlama açısından desteklenmesi gerekmektedir.

Çözüme geçmeden bir anıyı aktarmak isterim.

“Yıllar önce Almanya’da tarım işletmeleri ziyaretimizde küçük bir köye uğradık. Köyün özelliği özgün bir “peynir” markası ile tanınması.

Köyde aile çiftçiliği tamamen hakim.Köy adı ile markalaşmış peynir her ailede aynı formül ile üretilmekte.Köyde üç-beş küçük mağazada,köye ziyerete gelenlere pazarlanmakta ve ziyaretçilere ancak yetmekte.

Diğer bir ilgi çekici uygulama ise köydeki peynircilik dışında kalan market,otel vs işletmeler gelirlerinden % 5 oranında peynir kooeratifine ödeme yapmaktalar.

Peki Almanya ve gelişmiş batı ülkeleri bu düzenlemelerle aile çiftçiliğini desteklerken biz niye yanlış yapıyoruz?

Çünkü devlet,politikacı ve bürokrasi tarafından tarımın önemi tam anlamı ile anlaşılamamış.

Şimdi aklımıza şu soru geliyor: Aile çiftçiliği ülkemizde başarılı mı? Cevabımız mutlaka “Hayır.”

Neden mi çiftçi en az gelir sağlayan kesimdir;

Tarım en az desteklenen ve dolayısıyla en az büyüyen sektördür.

Çiftçi ürün planlamasını, tarla, ağıl ve bahçe düzenini oturtamamaktadır;

Çiftçi tarımsal varlıklarını hızla kaybetmektedir;

Çiftçinin borcu artmaktadır;

Çiftçinin çocukları baba mesleğini tercih etmemektedir;

Devlet tarımsal ürün planlamasını başaramamaktadır;

Devletin tarım mevzuatı yanlışlarla doludur;

Devlet tarımsal ürün ticaretini düzenleyememektedir.