Önceki gün 24 Temmuz Basın Bayramı idi. Demokratik toplumlarda yasama, yürütme ve yargı erklerinin ardından “dördüncü güç” olarak nitelendirilen basın, kamu menfaatinin korunmasında ve toplumun bilgilendirilmesinde önemli bir kurum.

Tabii bunu yaparken mesleki kurallara her şeyden önemlisi de basın ahlakına uygun olarak hareket etmek olmazsa olmaz. Aslına bakarsanız, yalnızca gazetecilikte değil, hangi işi yaparsanız yapın o işi ‘ahlaklı’ bir şekilde icra etmek, olayın püf noktasıdır.

***

Ne yazık ki, basının gerek yaygın gerekse de yerel anlamda etik değerlerden uzaklaştığını görmek hepimizi üzüyor. En çok da biz basın emekçilerini. Tarafgir ve partizan duygularla kaleme alınan, nesnellikten uzak haber metinleri, kişileri dil, din, ırk, siyasi görüş gibi nedenle ayrıştıran söylemler, bir bilgiyi veya olayı muhatabına sormadan, teyit mekanizmasını çalıştırmadan habercilik (!) yaptığını zannedenler, cevap ve düzeltme hakkı başta olmak üzere kişilerin temel haklarına saygı duymayanlar ve daha niceleri basın ahlakına zarar veriyor. bunun sonucunda da medyanın toplum nezdindeki itibarı zedeleniyor.

Bir kez daha hatırlatmakta yarar var ki, gazetecilik elimizdeki kalemden, fotoğraf makinesinden imtiyaz sağlayarak birilerine parmak sallama, haysiyet cellatlığı yapma, birilerini hedef gösterme mesleği değildir. Bu ve buna benzer örnekleri Türk basın tarihinde ne yazık ki, pek çok kez yaşadık.

***

İçlerinde unutamadıklarım var mı? Elbette var. Örneğin 2006 yılında bir gazete, dönemin Danıştay üyelerini verdikleri bir karardan dolayı, ‘İşte o üyeler’ başlığıyla manşetine taşımış, o olaydan birkaç ay sonra Danıştay saldırısı düzenlenmiş ve mahkeme üyelerinden Mustafa Yücel Özbilgin, saldırganın silahından çıkan kurşunlarla yaşamını yitirmişti. Bu olay, halen daha belleklerimizdeki tazeliğini korur ve hedef gösteren gazetecilerin acaba vicdanı rahat mı diye hep sorarım kendi kendime.

Bu ve benzeri örnekleri çoğaltmak mümkün. Demem o ki, hangi mesleği yaparsak yapalım, işimizi ahlakla yapalım. Doğrudan ve vicdandan sapmayalım…