Seneler önce Aydın Belediyesi şimdi Akbank binasının olduğuyerdeydi. İki katlı, köşebaşı, ahşap pencereli, çatısı yerli kiremitli“Safranbolu” evleri’ni aratmayan bir yapıydı.

1924 sonrası bilhassa İmar yasasından sonra Aydında Macar yapımıbinalar göze çarpmaya başladı.

İtfaiyede Belediye’nin yanında idi. Heybetli Magirus’un İstanbulOteli sokağından çıkıp Şoför (Topal) Cemâl’in evinden kıvrılışı, hâlâ çocuklukanılarımda saklı. Belediye yeni bina olarak Atatürk heykelindeki alanataşındığında alıngan yapraklı takvimler 1955’i gösteriyordu.

Ne yazık ki aynı yıl istasyon meydanındaki Belediye ve Halk Evibinası yıkılmış. İtfaiye de Nazilli köprübaşının altında çay kenarına taşınmış.1940’şı yıllarda Karpuz pazarı olan bu mekânın İtfaiye Amiri de eski Vilâyetmakamı şoförü Eşref Şangüder’miş.

Büyük Havuzlu park ile Yedieylül Mektebinin arasında kalan anı yüklüBelediye binası ise yarım asırlık ömründe nice Belediye Başkanlarını, BelediyeÇavuşlarını, Doktorunu, Sağlıkçısını, Avukatını ve yüzlerce çalışanını bağrınabasıp, çığırından çıkmış hüzünle yıkılıp gitti.

Çatısında çocukluğumun hayallerini süsleyen Belediye Sineması vardı.Balkonundan konuşma yapan Başbavekiller, Cumhur reisleri dün gibi gözümünönünde.

“Belediye Çavuşu” Denirdi, şimdiki Belediye Zabıtalarına eskiden.Subay şapkalı, üstten cepli yazlık gri üniformalı neferler. Kışın da Laciverttakım elbiseli, belde palaska, sırtlarında deri gocuk.

Dalgalı Denizlerin Martıları gibi bu endamın içinden sert bakışlı,kendinden emin bir disiplin yansırdı.

Çocukken, bahçıvanlıkta uçurtmalar tam keyfini almış, süzülenirkenson ipinde Necati Özmen görünürdü, Vardar Bozacı’nın sokağından. Telaşlıadımlarıyla, badem bıyıklarının altından öfkesini yansıtırdı. Kasnaklının ipi “Elektrik tellerine dolandığı zaman, sigorta atar. Aytepe de uçurun uçurtmanızı”Diye.

Hayıt dalından çatalını, Bisiklet iç lastiğinden lastiğinigerdiğimiz Sapanlar, ne çekti Mümtaz Uçmaklı’dan “Direklerdeki porselenfincanları kırıyorsunuz” Diye, az haşlamamışlardı. Hulusi Kentmen tipinde,babacan bir adamdı, Uçmaklı.

Elektrik, o yıllarda Belediyenin idaresindeydi. Elektrik, Su idaresive Otobüs işletmesi, Kıroba Kahvesi ve Çavuş Köprüsünün karşısındaydı.Elektrikçi Kemâl Tuncay vardı. Uzun boylu, şapkasını hafiften eğri giyer. Arkacebinden sarkmış pense, kontrol kalemi ve elfeneri mutlak olurdu. Çokkorkardık, hınzır yaramazlıklarımızın gölgesinde. Camlar kırılır! Diye lastiktop oynatmaz, kasnaklı uçurtması zor havalanırdı Cuma mahallesinde.

Arasta ile iç, içe idi Salı Pazarı eski yıllarda. Taş zeminli,kiremit çatılı, beton tezgâhlı görünümünde. 1953’de Kasaplar hali yapıldı sonraManavlar çoğaldı, Galvaniz saçaklı yeni rıhtımında. Araçsız, Telsizsiz, içinohut düdükle dolaşırdı, Belediyenin kuğuları.

Kararlı, itâatkâr neferlerden kuruluydu bu ekip. “Belediye Çavuşudolaşıyor” Denildi mi esnaf çeki düzen verirdi kendisine. Zabıtanın geçitvermeyen, “Görev kutsaldır” ilkesinden hiç sapmayan sert Çavuş’u “Kızıl Tevfik”efsanesi Gümrük önü ve Pazar esnafının hâlâ belleğindedir.

Teraziler, Kantarlar, Tahta metreler damgalı mı? Etiketleri var mı malların. Kaldırıma tezgâhmı sarkmış? Hele bulaşık suyunu, sıkı mı mahalleli sokağa akıtsın. İki tekerliAt arabasıyla kaldırıma kum dökmek, sokağa yağ varilleriyle işgal etmek birazyürek isterdi, sıkardı hani.

Mayıs gelmeden pastaneler dondurmayı külahına fora edemezdi. Oyıllarda piliçler döner çubuğuna geçmemişti daha.

Belediye sağlık idaresinden flitçiler kapı, kapı dolaşırdı elindepompaları ile. Lağım çukurları, helâlar ve evin odalarını ilaçlarlardı, Çavuşlar nezaretinde.

Sağlık Ocakları ve Eczaneler bu kadar çok değildi, Ana sağlık vardıyağcılar içinde, Marangoz Reşat’ın yanındaki binada. Belediye Doktoru AliyeHanım hastalara bakar, ilaç da verirdi. İğne ve pansumanı sağlık memuru VecdiSertçetin yapardı.

Zaman, ihanete uğramışçasına geçti yaşamımızdan, göz açıpkapayıncaya kadar.

Belediye Çavuşlarımızdan, Hasan Göcen, Ali Özpınar, Cihat Engin,Şaban Caner, Şerafettin Tüzün, Veli Can, Mustafa Hanaylı, Mehmet Erbaş, İsmailAzeri, Mustafa Günday, Kemâl Okyay, Hakkı Bakkalhan, Kadir Kırmızı, NuriAkoğlu, Ziya Dengen ve Müdür Selahattin Gökçen, Nargile kokan Bank kahvesinin,lüks lambalı gece çerezcilerinin, “Çam Hüseyin” suyuna dadanmış Park Sinemasısevdalılarının hüzün gözyaşlarındalar şimdi.

“Kızıl Tevfik” Ömer TevfikTekin’i unutabilir mi bu çarşının esnafı. Sert, dediğim dedik, kuralcı“Amirlerimden aldım, talim, terbiye” edasında bir disiplin abidesi idi.İmalathaneler, fırınlar, sinemanın biletindeki soğuk damga, kasap çengelindekiEt’in mor Damgası Belediye Çavuşlarından sorulurdu. Çaya çöp döküp, kostik suyuakıtılmazdı. Bacasından kara duman çıkan fabrika, eksik Gramajlı ekmek çıkaranfırın, nohutla kavrulan kuru kahve taymisci, titrerdi, Alimallah Çavuş’dan.

O günün Esnafı, bugün denetlenemeyen Ekmek arası’cıları, açıktasatıcıları görselerdi? Belkide sağdan, sola dönüyorlardır, yattıları yerde.

Polisler bile Gıpta edermiş “Yetkiniz bizden fazla” Diye, Denizmavisi gömlekli lacivert pantolonlu çavuşlara.

Kürt Hasan’ın Kahvesinin karşısında şimdi Trafonun olduğu yerde,Kapalı Spor Salonunun karşısında ve Manavlar içinde Karakolları vardı. Akıpgiden zaman içinde, Belediye Bandosunun son notaları gibi onlarda unutuldu.

Ali Erol 1961 Ekim’inde bu ekibin içinden İtfaiye Müdürü oldu. FuatŞahin Erlaçin, Ahmet Emin Arkayın, Raif Aydoğdu, Etem Menderes, Cevat Ülkü,Reşat Esenkan, Selim Yatağan, Orhan Çiftçi, İsmet Sezgin, Doğan Uluergüven,Orhan Esin, Cevat Aldemir, Muhterem Ağababaoğlu, Nevzat Biçer, Hüseyin Aksu veİlhami Ortekin Aydın Belediyesini, sıkıntılı zor günlerde yönettiler.

Allah, Özlem Çerçioğlu Başkana Sabır ve Güç versin, 1881Belediyesinden bu yana, Çavuşların ilk Bayan Reisi.

Eski Belediye Çavuşları denetim ve yaptırım yetkileri ileDonanımlıydılar. “Sokakda Kanun dolaşıyor” Dermiş, Aydın Esnafı. Katı Vergiler,Milli Koruma Kanunu, Etiket, Fatura, Nark ayarı, Vatandaş yıllarca bu Terimleriunutmadı.

Yorgun ruhları, gül sularına dadanan Belediye Çavuşlarını rahmetleanıyorum.