Gazeteci arkadaşlarımız Murat Uçkaç ve Kıymet Sarıyıldız, Aydın Adliyesi önünde, uyuşturucu ticareti yaptığı iddiasıyla tutuklanan bir zanlının yakınları tarafından darp edildi.

Arkadaşlarımızın şahsında halkın haber alma hürriyetine ve bizatihi basın özgürlüğünün ta kendisine yapılan çirkin saldırıyı üzüntüyle öğrendik.

Gazetecilerin sırf mesleklerini yaptıkları için, görevleri başında böylesi bir saldırıya uğraması asla ama asla kabul edilemez. Olayın duyulmasının ardından meslek örgütleri başta olmak üzere çok sayıda meslektaşımız, siyasetçiler ve kentin değişik kesimlerinden gazeteci arkadaşlarımıza destek mesajları gelmesi bizleri mutlu etti.

Ama esas önemli olan bu ve benzeri saldırıları meydana gelmeden önce önleyecek önlemlerin alınması. Destek ve kınama mesajlarına hiç gerek kalmaması. Aksi halde kınama mesajlarıyla bu sorunun önüne geçilemeyeceği hepimizin malumu.

Buradan yetkililere seslenmek istiyorum. Aydın Adliyesi önünde tutuklanan zanlıların fotoğrafını veya görüntüsünü çekmek için bekleyen meslektaşlarımız, her türlü saldırıya açık bir şekilde görev yapıyor. Çünkü adliye önündeki alana isteyen herkes, elini kolunu sallayarak girebiliyor. Son yaşanan olay da bunun örneği.

***

Bundan 3 yıl önce, asayiş haberciliği yaptığım dönemde adliye önünde bir zanlının tekmesine maruz kalmış bir gazeteci olarak soruyorum: bu koşullarda arkadaşlarımız, görevlerini gönül rahatlığıyla yapabilirler mi?

Bu nedenle adliye önünde bu konuda önlem alınması şart. Bazı adliye ve emniyet binalarında tanık oluyoruz. Görevli olmayan kişilerin ilgili kuruluşların bahçesine girmesine izin verilmiyor. O alana yalnızca görevliler girebiliyor. Aydın Adliyesi önünde de buna benzer bir sistemin uygulanması zorunluluk haline gelmiştir. Ayrıca adliyedeki güvenlik güçlerinin sayı bakımından yeterli olup olmadığı da ilgili makamlarca mutlaka gözden geçirilmelidir. Bunun sonucunda gerekiyorsa kolluk kuvveti sayısı artırılmalıdır.

***

Toplumu aydınlatmak, haber ve bilgi akışı sağlamak için görevinin başında olan basın emekçileri dün de vardı, bugün de vardır, gelecekte de olacaktır.

Saldırı girişimleriyle, kaba kuvvete başvurarak hakikatlerin kamuoyuyla buluşmasına hiçbir güç engel olamayacaktır. Basın mensupları, kimsenin şamar olanı değildir.

Böylesi üzücü olayların son bulması ve bir daha yaşanmaması dileğiyle…