Tayfunlar, kasırgalar, seller, orman yangınları, kuraklıklar ve daha nice doğa olayları. Dünya genelinde bütün insanlığı etkileyen bu yıkımların sebebi yine biz insanlarız. Geçtiğimiz günlerde İtalya Alplerinde yer alan dev buzula çıkan dağcılar buzulun çökmesiyle birlikte buz kütlesinin altında kaldı. 6 kişi hayatını kaybederken 1’i ağır 8 kişi de yaralandı. Küresel ısınma yüzünden kutup dairelerindeki buzullar hızla erimeye devam ediyor. Bilim insanlarının yaptıkları araştırmalara göre böyle devam ederse bir çok yaban hayvanının nesilleri yok olacak ve 30/40 yıl içerisinde kutuplardaki buzullar tamamen erimiş olacak.
***
Bütün bu felaketlerin başlıca sebebi yine biz insanlarız. Zira teknolojinin hızla gelişmesi hayatımıza kolaylıklar sağlarken, üretim bandında kullanılan fosil yakıtlar ekosisteme telafisi olmayan zararlar verdi. Ağır sanayi tesislerinde kullanılan doğalgaz, linyit kömürü ve diğer fosil yakıtlar atmosferde yoğunlaşarak mevsimlerin de dengesini altüst ediyor. Karbonmonoksit, kükürt, sülfür asit ve türevleri yeryüzünden su ile birlikte bulutlara kadar yükseliyor. Yağmurlarla tekrar yeryüzüne inen bu zehirli gazlar içme sularımıza ve tarlalarımıza karışıyor böylece bunları besin yoluyla vücudumuza alarak genlerimizin büyük zarar görmesine engel olamıyoruz.
***
Gelişmiş ülkeler tarafından sıklıkla düzenlenen panellerde acilen bu gidişatın durdurulması konuşuluyor. Yol haritaları çiziliyor ama bir türlü yeterli adımlar atılmıyor. Dünyamız çölleşiyor, kıtlık baş göstermeye başladı, dengesi bozulmuş mevsimsel felaketler insanların zaten zor olan hayatlarını çekilmez bir hale getiriyor. Fakirlikle mücadele eden ülkelerin durumu daha da vahim. Onlar temiz suya zaten ulaşamıyor, pek çok ülkede evlerde musluk yok, kanalizasyon yok, gıdaya ulaşmak neredeyse olanaksız öyle ki öğünlerinin tamamı pirinç lapasından oluşuyor.
***
Dünyamız çok zor bir süreçten geçiyor. Bu yaşanılanları tersine çevirmek bizlerin elinde derhal harekete geçmeli evimiz olan dünyamızı eski yaşanabilir günlerine geri döndürmeliyiz…