Depremin ardından kentsel dönüşüm meselesi kamuoyunda sıklıkla tartışılmaya başlandı. Vatandaşlar, özellikle eski yapı stokundan bir hayli endişeli. Deprem yönetmeliğinden önce inşa edilen binaların yıkılarak yerine yönetmeliklere uygun, sağlıklı zeminlerde, uygun malzemeler kullanılarak depreme dayanıklı binaların inşa edilmesi son derece önemli.

Tabii burada anahtar kelime ekonomi. Öyle ki, vatandaşın çok büyük bölümünün oturduğu eski binayı yıkarak kendi olanaklarıyla yeniden bina inşa etme konusunda mali gücü yok. Durum böyle olunca kentsel dönüşüm meselesi bir türlü yaşama geçirilemiyor. Elbette istisnalar var ama kentlerimizin çok büyük bölümünde sağlıklı bir kentsel dönüşüm sağlanabilmiş değil.

***

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı aşikâr. Afete dirençli kentlerin oluşturulmasının en başında da kentsel dönüşüm meselesi geliyor.

Ancak bu konuda ekonomi çıkmazının aşılması olmazsa olmaz. Kentsel dönüşüm konusunda merkezi ve yerel yönetimlerin işbirliği, iktidarıyla muhalefetiyle topyekûn hareket edebilme iradesi şart.

***

İnsanlar oturdukları binaların depreme dayanıklılık testinden geçememesi durumunda barınma ihtiyacını nasıl karşılayacağı konusunda endişe duyuyor. Çünkü yukarıda belirttiğim gibi ekonomik koşullar ve artan inşaat maliyetleri yeni yapıların inşa edilmesini, vatandaşların konuta kolay erişimini engelliyor. İşte bu noktada kamu otoritesi devreye girmeli, düşük faizli ve uzun vadeli kredi seçenekleri dâhil vatandaşların alım gücünü kolaylaştıracak çeşitli çözüm yolları devreye sokulmalıdır.

Kısa vadede sağlıklı bir kentsel dönüşüm sağlanıp, depreme dirençli konutlar yapılamadığı müddetçe olası afetlerde çok büyük can ve mal kayıpları yaşama olasılığımız çok yüksek. O nedenle bugünden tezi yok, kentsel dönüşüm noktasında somut bir irade ortaya konmalı, kalıcı çözümler geliştirilmelidir.