Dünkü yazımızda Hollanda’nın tarımdaki başarısının altında yatan ana nedeninin Tarımdaki yapısal sorunlar” ı ortadan kaldırmak olduğunu belirtmiştik.

Bizde ise 1980 ‘den başlamak üzere belli bir yapısal düzene oturmuş tarımsal sistemimiz vahşi kapitalizmin çıkarları için “neo liberal politikalar “ ile iyi kötü yürüyen yapısı tahripten önce tarumar edilmiştir.

“24 Ocak 1980’de Türkiye serbest piyasa ekonomisine geçmiştir. Neoliberalizm de dediğimiz bu sistemde devletin şimdiye kadar uyguladığı kurallardan fedakȃrlık edilip, piyasanın kurallarına uyulması gerekiyordu. Denetleme mekanizmalarının azalmasıyla birlikte gelir dağılımlarının farklılaşması ve bunun getirdiği ekonomik krizlere rağmen alternatif sistemler destek bulamamıştır.KİT’ler özelleştirilmiş, tarımsal kredi faizleri yükselmiş, taban fiyatı uygulaması pek çok üründe bırakılmıştır .Tarım destekleri, dönemin OECD ülkelerinde verilen destek ortalamasının altında seyretmeye başlamıştır .Üreticiyi korumakla yükümlü olan kooperatifler şirketleştirildi ve böylece serbest piyasadaki yeni ortaklara açıldı. Köyden şehre olan göçüş fazlasıyla arttı. Hazır gıdalar, zincir fastfood restoranlarıyla beraber beslenme kültürümüzde büyük değişiklikler .

Hollanda’da ise “XIX. yüzyılın ikici yarısı itibari ile Hollanda tarımsal alanda çalışacak yönetici ve işçilerin yetiştirilebilmesi için orta öğretim okulları kurmaya başlamıştır, bu eğitimleri devamında yüksekokullar ve nihayetinde dünyanın ilk tarım üniversitesi olan Wageningen temelleri 1876 yılında atılmıştır. Bu yaklaşımlar çiftçi birlikleri, kooperatifleri ve o dönemin hükümetleri tarafından da desteklenmiştir.”

“II. Dünya Savaşı’ndan sonra artık mekanik tarım yayılmaya başlamış ve Hollanda bu anlamda büyük atılımlar yapmıştır. Traktörlerin ve biçerdöverlerin hızla sayısı artmış, sülfatı gübrelerin kullanımı yoluyla maliyetler iyiden iyiye düşerken verimlilik hızla artmaya devam etmiştir. Yine bu dönemde Greenhouse’ların sayısı iyice artmış, ürün çeşitliliği ve miktarı istenilen seviyelere kolayca getirilebilmiştir.”
“Mekanizasyonun getirdiği önemli değişikliklerden biri de küçük ölçekli aile işletmelerinin makineleşme nedeniyle orta ve büyük ölçekli işletmeler ile rekabet edemeyerek, devletinde teşvik desteği ve arazi konsolidasyonu ile büyük bir kısmının sektörden çıkışına, buna karşılık özellikle büyük çaplı tarımsal işletmelerinin sermaye faktörü zenginlikleri ile hızla sayılarının artmasına neden olunmuştur. Sektör paydaşları artık çiftçi yerine işletme olarak anılmaya başlamışlardır.”

“Mekanize tarımın hemen ardından bilgisayarların kullanılmaya başlanması ile teknolojik tarım ön plana çıkmıştır. Artık ürünlerin gelişimi bilgisayarlar üzerinden dakikası dakikasına takip edilmeye başlanmıştı. Bu gelişmeler sayesinde Hollanda’daki tarımsal işletmeler işçilik maliyetlerini iyice düşürmüş ve buna karşılık verimlerini hızla arttırmışlardır.”

Görüldüğü gibi Hollanda’da tarım sektörü zenginleşirken bizde 1980 yılında tarımın milli gelriden aldığı pay % 26 iken 2020 yılında %6’ya düşerek fakirleşmiştir.