Türk siyaset tarihine baktığımızda parti içi demokratik mekanizmaları çalıştırma konusunda sol partilerin sağ partilere göre daha başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Parti içi demokrasinin en önemli mekanizmalarının başında da önseçim konusu geliyor. Önseçimin de makbul olanı, delege bazında değil, partiye kayıtlı üyelerin katılımıyla olanı. Çünkü delege, dar bir kitleye karşılık gelirken, üye geniş bir kitleye karşılık geliyor. Delegelerin iradesini etkilemek, daha kolayken üyeleri blok halinde bir kişiye veya kişilere yönlendirmek zannedildiği kadar kolay olmuyor.

Bu sütunda daha önce birkaç kez yazmıştım. CHP’nin önseçim karnesine bakarsak 2007, 2011 ve 2015 seçimlerinde önseçim yapıldığını görürüz. 2018’de ise ‘baskın seçim’ olduğu için, sürenin darlığı gerekçe gösterilerek önseçim yerine, atama yöntemi benimsenmişti.

***

Bugün, seçim iklimine yavaş yavaş girdiğimizi varsayarsak, merak edilen konu, CHP’nin önseçim yapıp yapmayacağı meselesidir. Partiye yakın kaynaklar, üst yönetimin pek fazla önseçim taraftarı olmadığını söylüyor. Tabii henüz netleşen bir şey yok…

CHP’de bu belirsizlik süredursun, İYİ Parti Aydın İl Başkanı Recep Taner, milletvekili adaylarının üye katılımlı önseçimle belirlenmesi gerektiği görüşünde. Hatta geçtiğimiz günlerde Genel Başkan Meral Akşener’in başkanlığındaki toplantıya katılan Taner, bu talebi Akşener’e ilettiğini ifade etti. Akşener’in de önseçim taleplerine sıcak baktığı gelen bilgiler arasında.

***

Şimdi gelelim yazımın başlığında ifade ettiğim konuya… Eğer olur da İYİ Parti adaylarını önseçimle saptar, CHP ise ‘tepeden inmeci’ mantığı benimserse ne olur sorusuna… Olacağı şu: 20 yıllık AK Parti iktidarını en çok ‘demokratikleşme’ başlığı üzerinden eleştiren ve iktidara geldiğinde demokratik bir Türkiye vaadinde bulunan CHP’nin aday belirlemede demokratik mekanizmaları işletmemesi, her şeyden önce tutarsızlık sorununu doğurur. Eylemiyle söylemi farklı olan bir siyasal partinin seçmen nezdinde yeteri kadar inandırıcılığı olmaz. Bu durum, parti örgütlerinin ve tabanın motivasyonuna da olumsuz yansıma yapar. Sağ partinin önseçim yapıp da sol partinin yapmaması büyük handikap olur. CHP açısından durum böyle.

***

Şayet önseçim yaparlarsa bu durum İYİ Parti’nin hanesine ise çok büyük artı yazar. Çoğunluğunu MHP kökenli isimlerin oluşturduğu 5 yıllık bir siyasi partinin kısa süre içinde demokratik kuralları işletmesi, İYİ Parti’nin merkez sağda önemli boşluğu doldurduğu, merkez sağı temsil ettiği yönündeki söylemleri de güçlendirir. Milletvekili adaylarının parti tabanında kabul gören isimlerden oluşması motivasyonu fazlasıyla artıracaktır.

Bu nedenle CHP’nin üst yönetimi, bütün bu gerçeklik ve olasılıkları göz ardı etmemeli, yol haritasını buna göre belirlemelidir. Demokrasi, özellikle de parti içi demokrasi kemikleşmiş CHP’lilerin olmazsa olmazıdır…