Türkiye’de 35 yıldan bu yana yer altı su kaynaklarının büyük ölçüde kuruduğu ve yok oldukları ifade ediliyor. Araştırmalara göre geçmişte ülkemizin Güney Doğu Anadolu bölgesi dışında kalan hemen her yerinde zengin yer altı su kaynaklarının olduğu söyleniyor. Dereler, çaylar, ırmaklar,nehirler dışında yer altında da zengin su kaynaklarımız vardı. İklim değişikliğinin etkilerini göstermeye başladığı seksenli yılların sonlarından itibaren bu günlere kadar geçen zaman içinde yer üstünde olduğu gibi yer altında da su kaynaklarımız kuruyup yok olmaya başladı.

***

Hatırlayanlar çok iyi bilir Aydın bölgesinde ova boyunca irili ufaklı göletler (halk arasında azmaklar) vardı. Bu su birikintileriyle tarlalar, bağlar bahçeler sulanırdı. Bu kaynaklar yaz aylarında çok az kayıp yaşasa bile suları hiç kurumazdı. Çünkü bu azmaklar yer altı sularıyla beslenirdi. Toprak zeminin altında yüzeye yakın olan su kaynakları bu şekilde yeryüzüne kadar çıkardı. Aydın şehir merkezinde bir çok su kuyusu vardı, ayrıca tulumbalar da çok sayıdaydı. Sürekli olarak bu kaynaklardan temiz su elde edilirdi.

***

Aradan geçen yıllarda hem Aydın’da hem de ülke genelinde yaşadığımız kurak ve sıcak yaz ayları nedeniyle su sıkıntısı çekmeye başladık. Özellikle son 4/5 yıldan bu yana aşırı sıcaklıklar yüzünden içme ve sulama suyu temin ettiğimiz göller ve barajlar bile kuraklıktan etkilendi. Hele ki 2019-2020 yıllarında barajlardaki su seviyeleri neredeyse tamamen kurumaya yüz tuttu. 2022 yılı yani içinde bulunduğumuz yılın Ocak ayı ilimizde bir hayli soğuk ve yağmurlu geçti ve yağışlar halen etkili olmayı sürdürüyor. Tabi ki buna şükrediyoruz. Anadolu’da halen devam eden aşırı kar yağışları da devam ediyor. Bazı bölgelerde kar kalınlığı il merkezlerinde bir metreyi çoktan aştı, kırsallarda ise 3/6 metre kar kalınlığı var. Ancak uzmanlar bu yağışların kuruyan yer altı kaynaklarının eskisi gibi olmasına yetmeyeceği yönünde açıklamalar yapıyor. Bu aylarda yaşadığımız gibi en az 10 kış daha yaşarsa ülkemiz işte o zaman yer altı ve üstü kaynaklarımızın geçmişte olduğu seviyelere ulaşabileceği ifade ediliyor. Yani yağışlar sevindiriyor ama asla yeterli değil, kuraklıktan tamamen kurtulmamız için en az 10 kış boyunca şimdiki gibi yağışların olması şart.

***

SUYUMUZU KULLANIRKEN ÇOK İYİ DÜŞÜNELİM

Mevcut su kaynaklarımızı hoyratça kullanmak gibi bir lüksümüz yok. Tarlalarda bir an evvel vahşi sulamadan ( gereğinden fazla su verme) vazgeçmeliyiz. Damlama sulama ya da yağmurlama sulama yapmamız şart. Ayrıca içmeden temizliğe kadar her alanda kullandığımız şebeke sularımızı da gereğinde fazla tüketmemeliyiz. Su bilincini toplumun her kemsine kazandırmamız gerekiyor. Hayatımızı sürdürmek için oksijenle aynı derecede şart olan suyumuza sahip çıkmazsak yakın gelecekte bir damla içme suyuna muhtaç kalacağız. Haydi hep birlikte suyumuza sahip çıkalım…