Türk siyasal yaşamında hâlihazırda ana muhalefet partisi konumundaki CHP’nin AK Parti iktidarını en çok eleştirdiği konuların başında “demokratikleşme” konusu geliyor. İktidarın 16 Nisan 2017 referandumundan sonra yürürlüğe giren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle “tek adam rejimi” kurduğunu ileri süren CHP, ilk genel seçimde iktidara gelerek “güçlendirilmiş” kimliğe sahip parlamenter sistemi yaşama geçireceğini, toplumu demokratikleştireceğini vaat ediyor.
Özgürlük, eşitlik ve adalet üzerine bina edilen sosyal demokrasinin Türkiye’deki en büyük savunucusu CHP, topluma demokrasi vaat ediyor etmesine ama parti içi demokrasiyi sağlayabiliyor mu derseniz işte buna olumlu yanıt vermek güç.
Niye mi böyle söylüyorum? Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılının Mayıs ayında CHP’nin Genel Başkanı olduktan bir yıl sonra 2011 genel seçimleri yapıldı. CHP, bu seçimlerde milletvekili adaylarının belirlenmesi için 81 ilin 45’inde önseçim yaparak, ciddi bir demokrasi örneği sergiledi. Seçimlerin sonuçlarından bağımsız olarak önseçim yapılan illerde parti örgütleri motive oldu, atamayla yapılan seçimlere göre daha iyi sonuçlar alındı.
***
2015 seçimlerinde de bu önseçim geleneği sürdürüldü. 2018’de ise “zamanın darlığı” gerekçe gösterilerek, önseçim yapılmadı. Vekil adayları atamayla belirlendi. Aydın’daki milletvekili aday listesi, o gün bugündür CHP’lilerin gündeminde.
CHP tabanından kimle konuştuysam, 2018’deki atamayla yapılan liste yerine, önseçimle liste oluşsaydı daha iyi sonuç alacaklarını ve 4’üncü milletvekilliğini kaçırmayacaklarını söylüyorlar.
Tabii bunlar birer varsayım. Ama bir gerçeklik var ki, sosyal demokrat dünya görüşünün savunucusu olduğunu söyleyen ve her fırsatta Türkiye’yi demokratikleştireceğini iddia eden CHP, demokrasiyi önce aile içinde yaşama geçirmeli.
Bugünlerde parti kulislerinde konuşulan, 2023 genel seçimlerinde vekil adaylarının önseçimle değil, atamayla belirleneceği yönünde. Hâlbuki parti tabanında çok ciddi bir önseçim istemi var.
***
CHP’ye yıllarını, ömrünü vermiş, baraj altında kalındığında dahi partisi için emek vermiş nice insan, önseçim yapılmaması durumunda vekil sayısının düşmesinden büyük endişe duyuyor. “İYİ Parti önseçim yapar da biz yapmazsak halimiz nice olur?” diyen çok sayıda CHP’li tanıyorum.
CHP’liler, Türkiye için son derece kritik bir eşik olan 2023 seçimlerinin şansa bırakılmamasını istiyor. Bu nedenle de vekil adaylarının önseçimle belirlenerek, moral ve motivasyonun üst düzeyde olmasını arzu ediyor.
Tabanda durum böyleyken partinin üst yönetiminin “dediğim dedik” mantığıyla hareket etmesi ve vekil adaylarını “tepeden inmeci” atama yöntemiyle belirlenmesi yıllarını CHP’ye vermiş insanlar açısından düş kırıklığı olacaktır.
***
Bu nedenle genel merkez, parti tabanından yükselen bu sesi mutlaka ama mutlaka dikkate almalı, bu tabloyu iyi okumalı, demokrasi ve sosyal demokrasi kültürü anlamında sözde değil, özde adımlar atmalıdır.
Bu yapılmaz, aile içinde demokrasi hayata geçirilmezse siyasal iktidara “demokrasi” penceresinden yöneltilen eleştirilerin inandırıcılığı zedelenecektir.
Kalın sağlıcakla…