Günümüzde 3-4 yaşında geleceğin yetişkinleri olacak olan “yerli dijitaller” çocuklarımızın, anne-babalarının “ipad”lerini ya da “laptop”larını alıp, veya cep telefonlarını alıp, onlarla çeşitli programları simgelerinden tanıyıp açtıklarını ve oyunlar oynadıklarına tanık olmuşsunuzdur. Ben torunlarımın küçüklüklerinden biliyorum. Tabletlerini ellerinden düşürmüyorlardı.

Çocuklarını cep telefonlarındaki oyunlarla veya tabletlerindeki programlarla yemek yedirmeye çalışan çok anne gördüm. “Aman yesin de, aman sussun da” tek elinde olsun” anlayışı, çocuklarının internet bağımlısı olabileceklerini o çağlarda hazırlamaktadırlar.

Bu yaşta teknoloji ile tanışan ve onu ilköğretim çağında kolaylıkla kullanan çocuklar, okullarında artık basılı kitap-defter taşımak istemez hale gelecekler. Onun yerine e-içerikli “tablet bilgisayarlarını” taşıyacaklar. Sınıflarında hızlı ve güvenli olacağı belirtilen internet ile kendi kendini güncelleyen “dokunmatik akıllı tahtalar”la –görsel anlatımla- etkileşim içinde olmaktadırlar.

Ayrıca “z-kitap” denilen “zenginleştirilmiş kitap” ile de tanıştılar. Örneğin z-kitapta yer alan bir İngilizce kitabını açan öğrenciler, İngilizce metinleri dinleyebilecek, videoları izleyebilecek. Bunun için de “bilgisayar okur - yazarlığı” ön plâna çıkacaktır.

İşte 2010 yılında başlayan ve 2015 de yarım kalan projeye Fatih Projesi adı verilmişti. Daha öncede yazmıştım. Açılımı Bakanlığın açıklamasına göre, ( Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) Projesi. Bu projenin öğrenmeyi kolaylaştıran bir süreç olduğu ifade edilmişti. Proje kapsamında okullara akıllı tahtalar yerleştirildi. Her derslikteki akıllı tahtada en az 10 megabitlik internet hizmeti bulunması plânlandı. Öğrenciler kesintisiz internetle akıllı tahta uygulamasından yararlanabilirken tablet bilgisayarlarını eğitimlerinde kullanabilecekti. Projenin amacının, bilgi toplumu yaratmak ve eğitimde teknolojiyi yararlı kılmak olduğu açıklanmıştı.

Günümüzde pandemi nedeniyle, öğrencilere evlerinde online derslerde yardımcı birer ders materyali olarak kullanılmak üzere elektronik içerikler zamanında sağlanmalıdır. Bu e-içerikler “ses, video, animasyon, sunu, fotoğraf/resim” gibi çoklu ortam bileşenleri ile desteklenmiş öğrenme nesnelerinden ve etkileşimli e-kitaplardan oluşması planlanmıştır. Bu e-içeriklere öğretmenler ve öğrenciler ( temin edebilirlerse) web tabanlı ortamlarda hem çevrimiçi hem de çevrimdışı biçimde kolaylıkla ulaşabilmektedir.

Tablet bilgisayar seti ve Etkileşimli Tahta'nın yanı sıra, Alt yapı ve erişimi ile öğretmen eğitiminin yeterli düzeyde olması gerekmektedir. EBA TV ile belli programlar dahilinde tüm sınıflardaki öğrencilerin eğitimlerinin aksamaması için, Uzaktan Eğitim yapılmaktadır.

Tablet bilgisayarlarına, örneğin, öğretmenlerinin verdikleri ödevleri ve soruları okulda sağlanacak olan internet hizmeti ile tabletlerine yükleyecekler. Eve gittiklerinde, sorularını yanıtlayacak, ödevlerini yapacaklar. Ertesi gün de öğretmenleri teknolojinin yardımı ile ödevleri kontrol edebilecek. Eskiden olduğu gibi “Yazın okunaksız. Soruları atlamışsın. Kendin mi yaptın ?” derdi olmayacak. Ne güzel. Yapılabilirse.

“El bilgisayarları” ya da “tablet bilgisayarları”nda o sınıfa ait derslerin kitapları, ek çalışma notlarının yanı sıra dersle ilgili testler ve ders dışı –oyun hariç- bir çok aktivite de yer alıyor. Çanta yükünden kurtuldukları için mutlu olduklarını söyleyen öğrenciler, bu sistemin kendileri için hem çok faydalı hem de eğlenceli olduğunu belirtiyor. Her tablet bilgisayar onu kullanan öğrenciye zimmetlenmiş durumda. İsteyen öğrenciler eskiden olduğu gibi defterlerinde not tutabilecekler.

Öğretmen derse gelemezse, o sınıftaki öğrenciler “akıllı tahta” sistemiyle “başka bir okuldaki dersi canlı olarak takip” edebilecekler. Tabletlerdeki metin ve resimler ders kitaplarına göre çok daha net ve ilgi çekici olduğu uygulama yapan öğrenciler tarafından belirtilmiştir.

Tabletlerde MEB.nin belirlediği içerik kullanılabilmektedir. Ancak öğretmenlerin en büyük isteği “dersle ilgili hazırladıkları kaynakları” tabletlere yükleyebilmek. Bu uygulamada öğretmenlerin derse çok hazırlıklı gelmesi gerekecek. Tabletlerdeki kitapların tahtaya aktarılmasını sağlayan “akıllı tahtalar” sayesinde de öğretmenler internete bağlanıp dersi çeşitli görsel ve yazılı materyallerle destekleyebiliyor.

Küçük yaştan teknolojiyle tanışan ve bilgisayarları gözü kapalı kullanan öğrenciler, karşılarında – eğer çıkarsa - bu cihazları ve yazılımları hâla kullanamayan öğretmenleri görünce ne yapacaklar? Eskiye dönüş olmamalıdır.

Tüm öğretmenler bu yazılımları kullanmak zorunda. Projenin başarılı olabilmesi, tüm öğretmenlerin (Hizmetiçi-Hizmet Öncesi eğitim) ile bu sistemleri kullanabilecek hale gelmesine bağlıdır. Bu sorunun da kademeli olarak verilecek eğitimlerle çözümlenmeli. Aslında Eğitim Fakültelerinin 4.sınıflarında bu konular öğrencilere öğretilmelidir.

Kanımca “online ders” anında (Yüz yüze sınıfta ders yaparken olduğu gibi ) öğretmenin yaratıcılığına yer verilmemiştir. Öğrencilerin kırılan veya çalınan tabletlerinin yerine yenisi nasıl sağlanacak? Öğrencilerin tabletlerinin güncellenmesi, bakım ve onarımı, değişmesi gereken yazılımların hazırlanması nasıl olacak? Öğretmen konuları yetiştiremezse, öğrenci nasıl tamamlayacak? Tablet bilgisayarlara uyumlu sınavlar ne şekilde yapılacak? Bunları hep göreceğiz. Pilot uygulamalarda çıkmayan başka sorunlar da olabilecektir.

Kısaca özetlersek;

Tablet bilgisayarla ders tekrarlarının kolaylaşması, yer ve zamana bağlı kalmadan öğretimin sağlanması, çoklu ortamlarda değişik materyallerin kullanılmasıyla öğrenmenin kalıcılığının sağlanması, eğitim alanlarındaki bilişim teknolojisinin kalitesinin arttırılması, gelir ve yaşam düzeyi düşük ailelerin çocukları ile yüksek olanların çocukları arasında fırsat eşitliğinin sağlanması, öğrencilerin bilişim teknolojileri araçlarıyla okul dışında da öğrenim etkinlikleri gerçekleştirmesi hedeflenmektedir. Bu nedenle tüm öğrencilere aynı ortam sağlanır ve tam uygulanabilirse, iyi bir proje diyebiliriz.

Online Eğitimde neler değişiyor?

Okullarda ve evlerde tabletle yetişen yeni nesillere basılı materyaller tatsız gelecek, medya da tablete geçecek. Tabletlerle yayıncılıkta yeni bir dönem başlayacak. Basılı kitaplar yakın gelecekte “tarih” olacak, onların yerine fotoğraf, ses, video ve görüntüler alacak. E-kütüphaneler çoğalacak. Her şey hakkında ( doğru yada yanlış )internetten bilgi alınır hale gelinecek. Yüz yüze eğitim özlenir hale gelecek.

Günümüzde, e-içerikli tablet kitaplar eğitim sistemini temelli ve köklü değiştirecektir. Zira üç yaşında, basılı dergiyi beğenmeyip dokunmatik tableti tercih eden, ipad oynayan bir çocuğa basılı kitap okutturmak zor olacak. Bizler “çıktı” alarak okurken, “dijital nesil” e-içerikli kitapları “scan” ederek(tarama yaparak) ekrandan okuyacak. Haliyle de kendisinden önceki nesilleri, “dijital göçmenleri” yani bizleri “çağ dışı” ilan edecek. Dijital neslin efendileri onlar olacak.

Çağın ilerisinde olmak için bilişim teknolojili eğitim gereklidir.

Sağlıklı kalın. Sevgi ve saygılarımla.

Ali İhsan ÖZÇAKIR

MEB. Emekli Bakanlık Başmüfettişi