İngilizce Öğretmenliğine ilk başladığım 1969 yılının Kasım ayının 24 ün'de yoktu Öğretmenler Günü. Hediyelerle, çiçeklerle kutlamaya gelenimiz de yoktu.

12 yıl geçtikten sonra Önderimiz Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü olan 1981 yılında, 24 Kasım’ın her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlanması kararlaştırıldığında çok sevinmiştim. Bizim de bir günümüz vardı artık. Önemseniyorduk bir günde de olsa.

“Bilim ve Kültür Ordusunun günü,” niye 24 Kasım'da kutlanıyor?

24 KasımAtatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür.

29 Ekim 1923′te Cumhuriyet'i kuran ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda birçok yeniliği başlatmıştı.

Bu yeniliklerden biri de, 1 Kasım 1928 tarihinde çıkarılan 1353 sayılı kanunla, Arap alfabesi yerine Latin alfabesinin kabulü olmuştu. Bakanlar kurulu 11.11.1928 günü yaptığı toplantıda, Ata'mıza Millet Mektepleri Başöğretmenliği unvanını vermişti.

Eskiden öğretmene “Muallim”, öğretmen yetiştiren okula da “Muallim Mektebi” denirdi. Ülkemizde öğretmen okulu ilk kez 16 Mart 1848′de açıldı.

Atatürk "Milletleri kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir." sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir.

“Muallimler, Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli, bu evsaf ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir." diyerek en fazla öğretmenleri önemsemiştir.

Atatürk'ün manevî mirasına en fazla sahip çıkması gereken kesim, öğretmenlerdir. Bu bağlamda, öğretmen yetiştiren kurumların da kaliteli bir eğitimi gerçekleştirebilecek şekilde teknolojik araç ve gereçlerle donanmaları şarttır. Sadece bu şekilde sağlıklı düşünen, çalışkan, üreten ve milletini seven nesiller yetiştirebiliriz. Ülkenin kişilikli, bilgili ve çalışkan insanlara çok ihtiyacı var.

Akademik anlamda öğretmenlik nedir? Uzmanlar der ki;

“Öğretmenlik; özel alan eğitimi alan, pedagojik formasyonu olan, genel kültür isteyen özel bir ihtisas mesleğidir. Bir başka ifadeyle, öğretmenlik mesleği, insan ve toplum mimarlığı ve insan performansı mühendisliğidir. Bunun içindir ki, öğretmenler, eğitimdeki değişik organizasyonların en değerli varlıklarıdır.”

“Öğretmen, çağdaş toplumun bilinçli ve aydın, mesleğinin yeterli ve yetenekli bir üyesidir.”

“Bu üye, eğitimi bir bütün olarak görebilmek, belirli bir öğretim alanında uzmanlaşmak, mesleki bilgi ve becerilerini etkili olarak uygulamak durumundadır.”

Öğretmen gözüyle öğretmenlik mesleği nedir?

“ Çok özel, çok yüce bir meslek, bedeli hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyecek kadar saygın, sevgi ve fedakârlık mesleği. Sınırları okul ve sınıf duvarlarıyla çizilemeyecek, zil ile başlayıp bitmeyecek kadar ağır bir sorumluluk gerektiren kutsal bir görevdir.”

“Gelecek gençlerin, gençler ise öğretmenlerin eseridir.” Geleceğin güvencesi eğitime, eğitim ise öğretmene dayalıdır. Toplumların uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.

“Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en özverili ve en saygıdeğer öğeleridir” sözüyle Atamız öğretmenlerimizin toplumdaki yerini belirtmiştir.

1981 yılından beri yıl kutlanır “Öğretmenler Günü.” 52 yıllık bir eğitimci olarak, bu yılki kutlamaların da – dış görüntü olarak - eskilerinden bir farkı olmayacağını söyleyebilirim. İlgililer yine rutin konuşmalarla öğretmenler gününü kutlayacaklar. Öğretmenlere övgü dolu sözler söylenecek. Huzur evindeki emekli öğretmenler ziyaret edilecek. Hakkın rahmetine kavuşan öğretmenlerimiz için dualar edilecek. Etkinlikler çerçevesinde – hazırlıklar yapılmışsa - öğretmenler korosu konserlerini verecek. Sergiler açılacak. Öğretmenlerimize övgüler yağdırılacak, özellikle ekonomik sıkıntılarının giderileceği söylenecek. Öğretmenlerimiz 1 günlüğüne baş tacı edilecek. Ya sonrası? “Yap-boz tahtası”na dönen eğitimimizde, süregelen belirsizlik ve öğretmenlerimizin yaşamları değişecek midir?

“Her şeyin başı eğitim” diyoruz da, eğitimin en önemli unsuru olan “öğretmen”lerimize toplum olarak gereken önem ve değeri verebiliyor muyuz?

Öğretmenlerimizin sorunlarına çözüm üretebiliyor muyuz? Onlara destek oluyor muyuz? Neden veliler her şeyi öğretmenlerden beklemektedir? Sorumluluk sadece öğretmenlerin omuzlarında olmamalıdır. Velilerimizden “eti senin, kemiği de senin” demelerini beklemiyoruz ancak, onlar da çocuklarının yetişmesi için, öğretmenlere manevi olarak yardımcı olmalıdır.

Öğretmenlerimize gereken önem ve değerin verilmesi, sorunlarının bir an önce çözümlenmesi, onların kutsal mesleğimize daha sıkı sarılmalarını sağlayacaktır.

Doğruluk, dürüstlük, yardımseverlik gibi evrensel değerlere ulaşmamızı sağlayan, bize gerektiğinde anne, baba ve arkadaş olan çok değerli öğretmenlerimizin sorunlarına kalıcı çözümler üretmedikçe, eğitim-öğretim alanındaki hedeflerimizi de tam olarak gerçekleştiremeyiz.

Çalışkan, dürüst ve insani değerlere sahip insanlar olmamız, sevgi dağıtıp içimizi aydınlatan öğretmenlerimize verebileceğimiz en güzel armağandır.

Ebediyete intikal etmiş bütün öğretmen ve eğitimcileri rahmetle anıyorum. Değerli meslektaşlarıma, çalışma arkadaşları ve öğrencileriyle daha mutlu ve başarılı, sevenleriyle de sağlıklı ve huzurlu ömürler dilerim.

İçimizdeki acı ve buruklukla da olsa, “Öğretmenler Günümüzü” kutlarım.

Geleceğimiz, gözlerinizde gördüğümüz ışıltılar gibi aydınlık olsun!

Sağlıkla kalın. Saygılarımla.

Ali İhsan ÖZÇAKIR

MEB. Emekli Bakanlık Başmüfettişi