Dünyanın en büyük tahıl yetiştiricilerinden olan Rusya ve Ukrayna yıllardır başta Avrupa ülkeleri olmak üzere yetiştirdikleri tahılları pazarlayan iki ülke. Ancak bu iki komşu ülke 6 ayı aşkın bir süredir savaş halindeler ve çatışmalar devam ediyor. Ambarları dolu ancak Ukrayna limanları güvenli olmadığı için tahılları gönderemiyorken, Rusya ise neredeyse bütün ülkeler tarafından ekonomik abluka altında olduğu için tahıllarını satamıyor. İşte hal böyle olunca diğer ülkelerde tahıl sıkıntısı baş gösterdi.

***

Her iki ülke geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da bir araya geldi, Türkiye’nin ev sahipliğinde imzalar atıldı bir tahıl koridoru açılması kaydıyla ellerindeki buğdayı Marmara Denizi üzerinden tüm dünyaya ulaştırılması hedeflendi. Bakalım izleyip göreceğiz. Böylece ülkemiz de kendi payına düşen tahılı alacak ve Türkiye’de un sıkıntısı yaşanmayacak.

***

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana buğday ekiminde her yıl ürün rekolte rekoru kırılırdı. Ülkenin dört bir yanında ekilen tarlalarda başta buğday olmak üzere mısır, mercimek, nohut, arpa, yulaf gibi tahıllar hasat edilirdi. Özellikle Konya Ovası gibi devasa yüzölçümüne sahip bölgemizde tahılın yüzde 75’i üretilirdi. Ürettiğimiz tahıllar ülke içerisinde bolca yettiği gibi yurt dışına da satılıyordu.

***

Şimdi konuşulan tahıl ithalatı ve tahıl koridoru oluşturma gibi durumlar Türk vatandaşı olarak ciğerimizi dağlıyor. Koskoca ülke kendi tahılını üretmekten aciz. Gübre, tohum, elektrik, mazot ve diğer üretim girdilerine gelen aşırı zamlar çiftçilerin hevesini kırdı. Ekmekten biçmekten vazgeçtiler. E nasıl eksinler ki. Devlet desteği yetersiz, her şey ithal ediliyor, tarım yapmak mazide kaldı.

***

Hükümetin tahıl koridoru gibi şeylerle zaman kaybetmemesi lazım. Derhal çiftçiye sıfır masraflı üretim desteği sağlamalı. Gübre, tohum, elektrik, mazot bir süreliğine ücretsiz olarak çiftçiye sağlanmalı ve takibi sıkı denetimle yapılmalı. Yani desteği alan herkes aldığı desteğin ürünlerini tarlasından devlete vermeli. Bu durum çiftçilerin yeniden ekonomik güce erişene kadar sürmeli. Acilen bu adımlar atılmazsa açlık kapıda, bırakalım tahıl koridorunu kendi tarlalarımızı ekelim biçelim eski bir ata sözü şöyle der; “Elden gelen öğün olmaz, olsa da vaktinde gelmez”