Tarımsal işgücünün karşı karşıya olduğu tehlikelerden ve yaşadığı olgulardan başta geleni göçtür. Tarım sektörü ekonomik boyutunun yanı sıra sosyal, kültürel ve siyasal boyutu nedeniyle kırsal göçten önemli ölçüde etkilenmektedir.
Türkiye’de tarım politikalarının özünde ve kırsal göçü önleme yönünde herhangi bir tedbirler paketi yer almamaktadır. Göçün ana nedenleri konusunda yapılan araştırmalar gelecek endişelerini de ortaya koymaktadır. Son yıllarda “taşımalı eğitim” uygulamaları köy okullarını büyük ölçüde kapatmış, öğretmensiz köyler yaratarak eğitim-köylü bağını koparmıştır. Üstüne üstlük çocuklarının eğitimi, sağlık imkânlarının yetersizliği, barınma kısıtları, teknolojik yetersizlikler ve kırsalın diğer dezavantajlı durumlarından dolayı çiftçi/üretici aileler il ve ilçe merkezlerine göç etmek zorunda kalmışlardır.
Bu dezavantajların giderilmesi için;
· Tarımsal üretimde tarımsal nüfus ve aile başına düşen tarımsal varlıkların ve değerlerinin artırılması,
· Tarım işletmelerinde aile işletmelerini öne çıkaracak düzenlemelerin yapılması,
· Aile işgücünün azaltılması amacı ile özellikle bağ-bahçe tarımında makine kullanımının yaygınlaştırılması,
· Aile işletmelerinde genç yöneticilerin eğitimi, yaş ve eğitim düzeylerine uygun olarak tarımda modernleşme ve yeniliklerin izlenmesinin sağlanması; yenilik ve modern teknolojilerin uygulanmasının önünün açılması,
· Geleneksel ürünler yananda yeni alternatif ürünlerin ve teknolojilerin tanıtımı,
· Genç tarım nüfusunun toprağa ve doğal koşullara sermayesinin az, devir hızı yüksek, pazarlama problemi olmayan ürünlere yönlendirmesinin sağlanması,
· Üretim, teknolojik gelişmeler ve pazarlar konusunda ara eleman eksikliğinin giderilmesi,
· Kırsal alanda işgücünden daha çok yararlanılan kadınların eğitim ve teknoloji kullanımlarının geliştirilmesi,
· Üreticilerin sosyal güvenlik kuruluşlarından yeterince yararlanmalarının sağlanması.
· Üreticinin üretim teknikleri, örgütlenme ve pazarlama konusunda bilgilendirilmesi,
· Gayri Safi Milli Hasıladan Araştırma ve Geliştirme çalışmalarına ayrılan payın artırılması,
· Dünyadaki geleneksel pazarlar yananda yeni pazar arayışına gidilmeli ve mümkün olduğu kadar pazar alternatifleri çoğaltılması,
· Araştırma yayım işbirliğine önem verilmesi