Dünkü yazımızı, ”Tarımsal planlama, ben yaptım oldu, ilkelliğinden uzaklaşmadan başarılacak bir eylem bütünü değildir, cümlesi ile bitirmiştik.

Ancak ben yaptım oldu, mantığı “bitkisel üretim izinleri konusunda da devam etmekte.Bu metinde,her zaman olduğu gibi ben merkezci bir mevzuat hakimiyetini görmekteyiz:
“Tarım havzaları ve bu havzalardaki ürün deseni göz önüne alınarak, tarım havzası veya işletme bazında üretim izinleri verilir. Üretimine izin verilen ürün ve ürün gruplarının asgari ve azami ürün miktarları Kurul tarafından belirlenir ve üretim yılı öncesinde Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından il müdürlüklerine bildirilir. Ayrıca kurumsal internet siteleri ve mahalli iletişim araçlarını kullanmak sureti ile il müdürlükleri tarafından ilan edilir.”

“Bakanlıkça belirlenen ürün veya ürün gruplarının üretimine başlanmadan önce il/ilçe müdürlüklerinden izin alınır.”

Bu planlamanın en acemice ve mantıksız bölümü de bu madde.2022 ve 2023 yıllarında tüm meyve bahçesi oluşturmada istisnasız yasaklanan % 6 eğimin olmadığı arazilere dikili meyve ağaçlarının desteklenmemesi hakkında…

Üreticinin, İzin verilen ürünler dışında ekim dikim yapması sonucunda,destekleme mahrumiyeti dışında hangi müeyyideler ile karşı karşıya kalacağı veya herhangi müeyyidenin olup olmadığı açıkça belirtilmemiştir. Ancak bu oldubitti üretici ve Ziraat Odalarından gelen tepkiler ve uygulanamamazlık özellikleri dolayısıyla bazı istisnalar bağlanmış olsa da temelden mantıksızlıktır.

Meyve bahçesi oluşturabilmek için,getirilen istisnalar şunlar

“Ormandan tahsis edilen ağaçlandırma alanları ile 5403 sayılı Kanunda belirtilen dikili tarım arazilerinde asgari tarımsal arazi büyüklüğü altında kalan alanlar hariç olmak üzere eğimi yüzde altının altında olan arazilerde yeni meyve bahçesi tesisine izin verilmez.

Ancak, aşağıda belirtilen şartlar kapsamında teknik komite kararıyla belirlenen alanlara, Kurul tarafından onaylanması halinde havza veya işletme bazında izin verilebilir:
a) İşlemeli tarıma uygun olmayan yerler.
b) Arazinin bulunduğu en küçük yerleşim birimi olan köy veya mahallede, çayır mera hariç toplam tarım alanının yüzde seksenden fazlasının dikili tarım alanı olduğu yerler.
İstisnalardan sonra kol kıran baş kesen yasaklar ve yasakların gevşetilmesine gelelim: Yeni bahçe tesisi kurma koşullarını haiz olması halinde, Türkiye İstatistik Kurumu kayıtlarında son yıla ait yeterlilik oranı yüzde yüzelli ve üzeri olan ürünler için Kurulun aksine bir kararı olmadığı müddetçe bahçe tesisine izin verilmez. Kurul, bu maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şartlar ve ihracat durumunu da değerlendirerek ürün veya ürün grupları ile havza veya işletme bazında yeni bahçe tesisine izin verebilir.
Mevcut bağ ve bahçenin sökülerek farklı bir türle tesis edilmesine yönelik başvurular teknik komitenin gerekçeli raporu değerlendirilerek Kurul tarafından karara bağlanır. Kurul, ihtiyaç halinde başvurular için teknik komitenin teklifi üzerine belirlenen türlerde havza bazında genel bir karar alabilir.

Damızlık parseller dâhil olmak üzere sertifikalı tohumluk üretimi yapılan alanlarda bu Yönetmelik hükümleri saklı kalmak kaydıyla tohumculuk mevzuatı çerçevesinde izinlendirme yapılır.

Sulu tarım yapılan araziler için ihtiyaç halinde üretimde kullanılan suyun tahsisinde yetkili kurum veya kuruluşlardan bilgi, belge veya onay istenebilir. (Kamu kurum ve kuruluşları ile bağlı ortakları, belediyeler ve il özel idareleri bitkisel üretime yönelik proje veya uygulamalarında bu Yönetmelik hükümlerine tabidir.