Siyasette uzun yıllar hizmet etmiş ve toplumun bir dönem önemli figürlerinden olan eski siyasetçilerin, yerel seçimler öncesinde tekrar sahneye çıkma eğilimi, bazıları için anlamsız bir hareket gibi görünebilir. Ancak bu durum, daha derinlemesine bir inceleme ve değerlendirme gerektiriyor.

Türk Siyasi Tarihi'nde yıllar önce yazılı olmasa da "Görev istenmez verilir" anlayışı uzun süre siyasetin temel taşlarından biri olarak kabul edilirdi. 

Ancak günümüzde, bu anlayışın lafta kaldığına şahit oluyoruz. Eski siyasetçiler, birileri adına bir dönemin parlak yıldızları olabilirler ancak yeniden sahneye çıkarak kendilerine yer bulma çabasına girmeleri açıkçası sırıtmıyor değil. 

Öncelikle, eski siyasetçilerin bu eğiliminin ardındaki nedenlere bakmalıyız. Belki de en önemli neden, siyasetin onlar için bir yaşam tarzı olduğu gerçeğidir (!)

Siyasete duydukları tutku ve topluma hizmet etme isteği, zaman içinde kaybolmamış olabilir. Ancak bu duygu ve isteğin yerel seçimler öncesinde tekrar alevlenmesi, kendilerini topluma faydalı olabilecekleri bir fırsat olarak görmelerinden ya da siyasi ikbal ve itibar kaygısından mı ileri gelmektedir? Burası düşündürücü? 

Esasen evet bazı eski siyasetçiler, siyasetteki bazı değişimleri ve dengeleri yakından takip edebilirler. Deneyimleriyle bu değişen süreçte beklentiye cevap verebileceklerini düşünebilirler. Ancak unutulmamalıdır ki siyaset, sadece geçmişteki bazı başarılarla değil, aynı zamanda gelecekteki vaatlerle de şekillenir. 

Eski siyasetçilerin tekrar sahneye çıkmadan önce kendi geçmişlerini yeniden değerlendirmeleri ve toplumun beklentilerine uygun bir vizyon sunmaları önemlidir. Ayrıca, siyasetin saygınlığını ve güvenilirliğini korumak da bir o kadar önemlidir.

"Türk Siyasi Tarihi'nde esasen yıllar önce yazılı olmayan bir teamül olan ancak günümüzde lafta kalan 'Görev istenmez verilir' anlayışının dışına çıkarak, adeta ‘Hangi koltuğa nasıl çöreklensem de gemimi yüzdürsem’ moduna giren bu bir dönemin bazı eski siyasetçilerineyse tavsiyem; 'Taş yerinde ağırdır' misali davranmalarıdır.

Bu tavsiyenin ben eski siyasetçiler için eğer üzerinde derin düşünürlerse önemli olması gerektiğine inanıyorum. Bu eski siyasetçilerin özellikle kendilerini yeniden değerlendirmeleri, toplumun gerçek ihtiyaçlarını anlamaya çalışmaları ve geçmişte eğer başarıları varsa bunlara dayanarak geleceğe güvenilir bir bakış sunmaları gerekmektedir. 

Şu da var ki bu eski siyasetçilerimiz, siyasette genç ve dinamik yeni yüzlere fırsat verme konusunda açık olmalılar. Siyasete kazandırılacak yenilikçi fikirlere sahip öncü isimler bana sorarsanız siyasetin canlı kalmasına ve topluma daha iyi hizmet edilmesine doğrudan yardımcı olacak toplumsal figürlerdir.

Sonuç olarak, eski siyasetçilerin müptezelleşme eğilimi yerel seçimler öncesinde hız kazanabilir, ancak bu durum sadece onların kendi tutkularından kaynaklıysa burada bir sorun var demektir. Fakat  toplumun ihtiyaçları doğrultusunda bu eski siyasetçilerin yeniden hizmete talip olmaları elbette bir fırsat olarak da görünebilir.

Bu bakımdan önümüzdeki yerel seçimlerde elbette bazı eski siyasetçileri yeniden sahnede göreceğiz ama toplumun beklentilerine cevap verme noktasında konuyu ele aldığımızda insanlarımızın karşılarında artık yeni yüzler görmek istediği de ortadadır. 

Hele ki yeniliğe uzak, halka tepeden bakan, vekillik hayali suya düşüp belediye başkanlığına ‘İstemem yan cebime koy’ tarzıyla bakan bazı eski siyasetçilerin bu noktada kendilerine eğer yeni bir vizyon kazandırmadılarsa siyasetten uzak durmaları, ruh, akıl ve beden sağlıkları için de kendileri adına faydalı olacaktır!

Ne diyor Ünlü Yazar Franz Kafka, “En kaba tabiriyle siyaset, halkın çıkarlarına siyaset ve menfaat için siyaset olarak ikiye ayrılır” 

Vesselam önümüzdeki Yerel Seçimler’in ‘Halkın çıkarlarına siyaset’ yapan isimlerin demokratik bir yarış sergileyeceği seçimler olması dileğiyle.

Sağlıcakla kalın…