65 Yılı aşan süreçte Türkiye / ABD ilişkileri bugünlerde en kritik dönemini yaşıyor. ABD 65 yıl önce çok iyi bir müttefikti de günümüzde mi Türkiye karşıtı oldu? Hayır… ABD 65 yıl önce neyse bugün de aynı. Amerika bugüne kadar Türkiye’de yaşanan darbelerin arkasında hep o oldu. Türkiye’de yaşanan siyasi cinayetler, bölücü organizasyonların arkasında sözde demokrasi havarisi olarak gösterilen Amerika vardı. Ancak gerçek yüzünü ve niyeti gizledi. Ama özellikle son yıllarda Türkiye’ye karşı olan tavrını net şekilde ortaya koydu. İdarecilerimiz, uzun süre ABD’yi dost mu, düşman mı ayrımını uzun süre yapamadı. ABD kartlarını bu kadar açık oynamasına rağmen ülkemizde Amerika’yı hala dost olarak görenler var. Biraz düşünürsek, ABD gibi emperyalist bir ülkeden Türkiye’ye dost olmaz, olmadığını Irak’ta tam olarak gösterdi. Sahte belgelere dayanarak, Irak’ı işgal etti. Ülkenin kuzeyini Irak’tan koparmak için herşeyi yaptı. Bu girişimin arkasında İsrail vardı. Fırat’ın doğusunda Büyük Kürt devletini kuracak ve zaman içinde bu devlet Büyük İsrail devletine dönüşecekti. Tevrat’da belirtilen vaatedilmiş topraklar bu bölgede. Sözde Allah Tevrat da bu bölgeye girip işgal edin diyor. Yüce Allah gönderdiği kitapta, başka bir ülkenin toprağını hiç işgal edin der mi? Elbette demez. Irak’ı küçültmek, Suriye’yi bölmek, Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak için Tahrip edilmiş Tevrat’tan faydalanma yoluna gidiliyor. Ama asıl amaç İsrail’i büyütmektir. Bu projenin asıl amacı Orta Doğu’daki İslam ülkelerini küçültmek, hatta küçük küçük şehir devletlerine dönüştürmektir. ABD’nin 1918’den beri amacı buydu. Bugün Doğu Karadeniz’de PKK’nın ne işi var? Batı dünyasında yayınlanan Türkiye haritası dikkatlice incelediğinizde, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinin bölündüğünü görürsünüz. Türk Milleti, ‘’bu harita da neyin nesi? ‘’diye soruyor. Oysa bu harita Sevr Anlaşması’na uygun bir düzenlemeydi. Türk Milleti, bu anlaşmayı yırtıp atmış, Kurtuluş Savaşını başlatmış ve genç Türk devletini kurmuştur. Ancak bir asır geçmesine rağmen Batı emperyalizmi ‘’ Büyük Orta Doğu Projesi kapsamında düşmanca tavırlarını yeniden ortaya koymuşlardır. 1980’li yıllarda PKK’nın kurulması, ABD’nin gücüyle olmuştur. Amerika gerçek niyetini son yıllarda daha net şekilde ortaya koydu. ‘’ Sizin düşmanınız olan PKK bizim kara gücümüzdür.’’ mesajı verirken, yüzlerce Tır dolusu silahı onlara verdi. Ülke içinde yaşanan Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davasıyla Türk Ordusunu yıprattı. Bu yetmedi. Türkiye’deki Fetö unsurlarıyla devletin bütün kanallarının içine girdiler. 17/25 Aralık komplosunda bütün gerçek ortaya çıkınca 15 Temmuz girişimi içine düştüler. İşte şimdi son yaşadığımız günlere geldik. Ortada yaşanan bir ekonomik kriz var. Bu kriz sadece casus papazla ilgili değildi. Çünkü yukarıda işaret ettiğim gibi kapsamı çok geniştir. Türkiye ekonomisi uzun bir süredir yabancıların kontrolündedir. Canları istediği zaman Türkiye’ye sıcak paraya boğuyorlar, istedikleri zaman da parayı çekiyorlar. Çünkü kapitalizmin temeli faizdir. Yöneticilerimiz ise ‘’ Faiz bütün kötülüklerin anasıdır.’’ anlayışı içindedir. Ama ülkeyi yönetmek için krediye ihtiyaçları var. Ancak Batı emperyalizminin bütün amacı Türkiye ekonomisini çökertmekti. Çünkü bunu darbe girişimi ile yapacaklardı ve kısacası bugüne kadar her yolu denediler. Türkiye’yi bir Irak ve Suriye gibi işgal edemeyeceklerdi. Bu yüzden şimdilik son çare olarak ekonomik saldırı başlattılar. Bütün bu yaşanan olaylar yüzünden yeni bir müttefik bulmak zorundadır. ABD ile bundan sonraki süreçte nasıl bir politika izleyelim ki, yeniden eski günlere dönelim. Artık şimdilik bu mümkün değil. Güneyimizde Suriye’de kurdukları PKK ordusunu, Türk Amerikan ilişkileri düzelsin diye kurmadılar. Bu süreçte çözülmesi gereken en büyük sorun, İncirlik üssüne yerleştirilmiş nükleer silahlar ! Bu silahlara el konulsa bile 50 adet Atom bombasının ne olacağı belli değildir. Kısacası Türkiye şu sıralarda ABD’nin önünde ciddi bir rakip olarak görülüyor. Peki Türkiye’nin bu konuda öngörüsü ne ? O da önümüzdeki süreçte daha net ortaya çıkacaktır.