Türk Milleti adına yasama yetkisi ve yürütme gücünü çatısı altında toplayan organ Meclis-i Mebusa’nın İstanbul’un işgali üzerine padişahça kapatılmasından sonra 16 Mart 1920’de Mustafa Kemal tüm illere genelge göndererek ulusu temsil edecek meclisin toplanması için seçimlerin yapılmasını istedi. Dağıtılan Meclis-i Mebusa’nın Anadoluya geçen 70 üyesi ile birlikte 66 ilden seçilen üyeler meclisin açıldığı 23 Nisan 1920’de en yaşlı üye olan Sinop milletvekili Şerif beyin başkanlığında toplandı. Üye sayısının İstanbul’dan gelenlerle birlikte 390’ı bulması beklenen meclis olağanüstü koşullardan ötürü olağanüstü yetkilere sahip olup yalnız yasa çıkarmak ve yürütmeyi denetlemekle yetinmeyip aynı zamanda Mustafa Kemal’in önerisi üzerine kendi içinden bir yürütme kurulu seçti. Ancak Kurtuluş Savaşı saltanat ve hilafet mekanlarının düşman elinden kurtuluşu adına yürütüldüğü için bu makamlara karşıt bir yönetim odağı yaratışdığı özlemini vermeden kaçınılarak yürütme kurulu üyeleri ‘Nazır’ bakan olarak değil vekil olarak adlandırarak bir hükümet başkanı seçmek yerine meclis başkanı aynı zamanda bu kurulan başkanı yapıldı. Meclis başkanlığına Mustafa Kemal seçilmiş olduğu için fiilen başkanlık da yaptı. Kurtuluş savaşını yönlendiren ve Cumhuriyetin temellerini oluşturan 1921 Anayasası meclisçe kabul edilip yürütüldü.. 30 Ekim 1922’de meclis Osmanlı İmparatorluğu’nun kaldırıldığını ve yerine TBMM belirlediği hükümetin geçtiğini duyurdu. 1-2 Kasım 1922’de alınan 308 sayısı kararla Birinci Büyük Millet Meclisi’nin oluşumu koşullarından kaynaklanan değişik özellikler vardır. Bunların başında bu meclisin bir parti ya da ideolijiye dayanmaksızın yalnızca ülkenin bağımsızlığını sağlayacak yurdu düşman işgalinden kurtarmak için bir araya gelmiş bulunan çok değişik hatta karşıt görüşteki milletvekillerinin eylem birliği içinde bulunmaları gerekmektedir. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu çatışık yapısı kendisini Kurtuluş Savaşının bitmesi ve saltanatın kaldırılmasından sonra Lozan görüşmelerinde daha sağlıklı bir sonuç elde edebilmek gerekirse Cumhuriyetin ilanını ve Hilafetin kaldırılmasını sağlamak için daha ileri görüşlü milletvekillerinden oluşan bu meclisin oluşturulmasını gerektiriyordu. Bu amaçla Birinci Büyük Millet Meclisi 1 Nisan 1923’te dağıtıldı. 11 Ağustos 1923 de toplanan İkinci Büyük Millet Meclisi ilk iş olarak Lozan Antlaşması’nı onayladı ve 29 Ekim 1923 de Cumhuriyeti ilan etti.

İkinci Büyük Millet Meclisi 1924 Anayasasının yürürlüğü girmesinden ve gerçek anlamda Anayasal düzene geçilmesinden önce çok önemli üç yasanın çıkmasını sağladı. Bunlar 19 Aralık 1923 de çıkarılan ve askeri yöneticilikle sivil yöneticiliği birbirinden ayırarak askerlikte milletvekilliğinin aynı bireyde birleşemeyeceğini karara bağlayan TBMM’ye seçilen ve seçilecek olan bütün asker mensuplarına uygulanacak koşulları gösteren kanun eğitimde laikliğin temelini oluşturan 3 Mart 1924 de çıkarılan Tevhidi Tedrisat kanunu ve hilafetin kaldırılmasına ve Osmanlı hanedanının Türkiye sınırları dışına çıkarılmasına dair bir kanundur.

İkinci Büyük Millet Meclisi’nce 11 Mart 1924 de başlanan Teşkilatı Esasiye kanunu üzerindeki görüşmeler yeni Anayasanın 20 Nisan 1924 de kabul edilmesiyle son buldu. Bu durum meclisin genellikle kurucu meclislere tanınan Anayasa yapma yetkisini kendinde bulunduğunu da göstermektedir. Anayasanın kabulünden sonra meclis ulusal egemenliği temsil eden ve yasama yetkisiyle yürütme ve denetim işlerini elinde tutan bir organ niteliği kazandı. 1924 Anayasasına göre Türk ulusunu temsil eden ve ulus adına egemenlik haklarını kullanmaya yetkili tek organ Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir Bu dönemde Türk siyasal sistemine yine meclisin üstünlüğü ilkesi egemendir. Bu bağlamda ikinci Büyük Millet Meclisinin yetkileri, yasa ve yasalarda değişiklik yapmak uluslararası sözleşme ve antlaşmalar yapmak, barış yapmak, savaş ilan etmek devletin bütçe ve kesin hesap yasa tasarılarının kabul etmek , para basmak tekeli ve akçalı yüklenme sözleşmelerini ve ayrıcalıkları onaylamak yada bozmak, genel ve özel af ilan etmek, cezaları hafifletmek mahkemelerce verilen ölüm cezalarınının hükümlerini yerine getirmektir.

Meclisin Anayasayı değiştirebilmesi üye tam sayısının en az üçte birince önerilmesine ve bu önergenin üye tam sayısının üçte iki çoğunlukla kabul edilmesine bağlıydı. Her yıl Kasım ayı başında toplanan meclisin seçim dönemi dört yıldı. Milletvekilleri birden çok seçilebilir ve mecliste yalnız seçim bölgelerini değil tüm ulusu temsil etmem yetkisine sahiptir. 1924 Anayasasında daha sonraki Anayasalara benzer biçimde milletvekillerinin meclis içindeki oy ve görüşmelerden söylediklerinden ve meclis dışındaki konuşmalarından sorumlu tutulamayacaklar hükmü kabul edilmekteydi. 1924 Anayasasında ulusal egemenliği temsile yetkili tek organ olarak görülen üzerinde bir organ olacağı kaygısıyla yasaların Anayasaya uygunluğunu denetlemek üzere ayrı bir organ oluşturmayarak bu denetim için Anayasaya ‘’ Yasalar aykırı olamaz’’ hükmü getirilen bir madde konulmakla yetinildi.