Duraklama devriyle beraber Osmanlı Devleti’nin kurumları bozulmuş, ağır yenilgilerle sonuçlanan savaşlarda toprak kayıpları yaşanmıştı.

Devletin yatırım, denetim ve yaptırım gücü zayıfladığından ortaya çıkan mali kriz ve istikrarsızlık, isyan ve ayaklanmalar, rüşvet ve iltimas hayatı felce uğratmıştı.

İyileştirilmesi gereken toprak düzeni (dirlik/tımar) yerini, İltizam ve Malikane Sistemi (mukataa)’ne bırakmış, “ayanlık” devri başlamıştı.[1]

Böylece, Selçukludan miras kamu toprakları, 17.yüzyıl’da açık artırmayla özelleştirilerek (iltizam ve mültezim) güç sahiplerine devredilmişti.[2]

Ayanlar ise iltizamla yetinmemiş, haksız vergiler salarak veya şiddete başvurarak çiftçinin sözleşmesi bitmemiş tımarını, zorla ele geçirmişti.

Kamu toprağının bu şekilde satışı; işsizlik ve kıtlık başta olmak üzere asayişsizlik, vergi adaletsizliği ve kentlerde nüfus artışı gibi pek çok sosyal probleme neden olmuştu.

Ayanlar ise yasa tanımaz faaliyetleriyle sermayesini artırırken belli bir askeri güce ulaşıp bölgelerinde adeta bağımsız idareler kurmuşlardı.

Bu itibarla, kimi zaman devlete kayıtsızlık gösterip meydan okumuşlar kimi zaman da devleti ilgilendiren sorunlu işlerin çözümünde önemli işlevler üstlenmişlerdi.

Devlet içerisinde söz sahibi olduklarından toplumsal rolleri gereği faydalı ve hayırlı işler gerçekleştirmekten de geri kalmamışlardı.

Ancak bu gidişata II. Mahmut "dur” demiş, 1808’de Senedi İttifak'ı ve ayanlık (iltizam) sözleşmelerini iptal etmiş, merkezi idareyi ve taşra teşkilatını yeniden kurup devletin gücünü geri getirmişti.[3]

Sultan Mecid ise 1839’da yayınladığı Tanzimat Fermanı ve layihaları ile ayanların elini zayıflatan mali, adli ve askeri kanunlar yayınlamış, tımar sistemini yürürlükten kaldırmıştı.

1876'da Kanuni Esasi Anayasası ile “Ayanlar Meclisi” kurulunca, tekrar güç kazanan ayanlar, İstanbul Hükümeti’nin ortadan kaldırılışına (1922) kadar varlıklarını korumuşlardı.

Cumhuriyetle birlikte ayanların kontrol ettiği araziler, toprağı daha verimli hale getirmek, topraksız köylüye dağıtılmak üzere kamulaştırılmıştı.

17.yüzyıl sonlarından 20.yüzyıl başlarına kadar Rumeli ve Anadolu Eyaletlerini kuşatan ayanlardan Batı Ege’de isim yapanlar vardı.

Bunlar arasında İzmir’de Katipzade’leri, Manisa’da Karaosmanoğulları’nı, Kütahya'da Germiyanoğulları’nı Aydın’da Arpazlı Ailesini ve Cihanzadeler’i sayabiliriz.

Cihanoğlu ailesi, 16.yüzyılda Koçarlı ve çevresinde adını duyurmuş, ele geçirdiği mukataalarla nüfuzları yayılmış, sancak beyininkine benzer yetkilerle Aydın'ın yönetiminde söz sahibi olmuşlardı.

Değişik zamanlarda “voyvoda” unvanı kullanılan ailenin hakimiyet bölgesi, Büyük Menderes havzasının batı ve güney kesimleriyle Beşparmak Dağlarını içine alan geniş yaylakları kapsıyordu.

Cihanoğlularının siyasi ve ticari faaliyetlerini bir tarafa bırakırsak kurdukları vakıflar ile toplum yararına çok sayıda hayır işlediklerini anlaşılıyor.

Ailenin Aydın sancağında yaptırdığı ve günümüze ulaşan cami, medrese, çeşme, sebil, hamam, han, sıbyan mektebi, kale, kule ve konak gibi eserlerine aşağıdaki örnekleri verebiliriz.

Koçarlı yakınındaki Cincin köyünde inşa ettirdikleri kale, 16.yüzyıl yapısıdır. Aydın’daki Nasuh Paşa Külliyesi (Zincirli Han Medresesi), kitabesine göre 1708’e tarihlenmektedir.

Koçarlı Dedeköy Cihanoğlu Camii, 1753’te hizmete girmiştir. Aydın ve Koçarlı’daki Cihanoğlu Külliyeleri ise 1754’te yaptırılmıştır.

Koçarlı'da aile köşkü yakınındaki gözetleme ve savunma amaçlı Cihanoğlu Kulesi, Roma dönemine ait kalıntı üzerine inşa edilerek 1764’te tamamlanmıştır.

Cihanoğlu ailesinin övünç kaynağı bu eserler, aynı zamanda Aydın tarihi ve kültürünün görkemli abideleridir.

***

Kaynakça:

(i) Mustafa Akdağ, Osmanlı Tarihinde Ayanlık Düzeni Devri, Makale, Erişim Tarihi: 5/11/2022 (https://dergipark.org.tr).


(ii) Ahmet Hezarfen, Rumeli ve Anadolu Ayan ve Eşkıyası 1-Osmanlı Arşiv Belgeleri, Kaynak Yayınları, İstanbul 2002.


(iii) H.Aliyar Demirci-Utku Aybudak, Ayanlar, Ticari Tarım ve Sermaye Birikim İmkânları, Makale, Erişim Tarihi: 5/11/2022 (https://sbfdergi.ankara.edu.tr)


(iv) İlker Gümüş, Cihanoğlu Ailesine Ait Mimari Eserler, YL. Tezi, Erişim Tarihi: 10/11/2022 (https://www.academia.edu)


Dipnotlar:


[1] İltizam sisteminde mültezime, belirli bir bedel karşılığı sınırlı bir süre için verilen hazine veya varidatı işletme hakkı, malikane usulü ile ömür boyu verilmeye başlanmıştır.


[2] Mültezim, iltizam yetkisinin belli bir bedel karşılığı satın alınmasıdır.


[3] Senedi İttifak, Rusçuk Ayanı ve aynı zamanda sadrazam Alemdar Mustafa Paşa'nın Rumeli ve Anadolu ayanlarını İstanbul’da toplayarak yapmış olduğu anayasal bazı haklar içeren bir antlaşmadır.