Gerçek şu ki!  Çanakkale Muharebeleri ve Kurtuluş Savaşı kahramanı Mustafa Kemal Atatürk, bilinçle “adım adım” kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik devrimlerle taçlandırmıştır. Eserlerini yerinde görmek, gerçek amacına ulaşıp ulaşmadığını denetlemek için yurtiçi gezilerine çıkmış, 3 Şubat 1931 Salı günü Aydın’a gelerek bir dizi ziyaret ve incelemeler yapmıştır.[1] Ancak 93 yıl önce Aydın’a gelen Atamızın ziyaretlerini değil eşitlik ve akılcılık karşıtlarının Cumhuriyet’e ve Atatürk’e niçin saldırdıklarını yazacağım.[2] Cumhuriyetle bir kişiye “tebaa” olmaktan kurtarılan halk, ülkeyi yönetecek tek ve üstün bir siyasi güç konumuna ulaşmıştır. Kanun önünde herkes eşit kılınmış, hiç kimseye ve sınıfa ayrıcalık tanınmamıştır. Bağımsız yargı kuruluşlarıyla hukukun birliği ve üstünlüğü sağlanmış, şeriye mahkemeleri kapatılmıştır. Yabancılara tanınan ayrıcalıklar (Galatı Meşhur) kaldırılmış, enerji ve maden ruhsatları ile alt yapı hizmetleri devletleştirilmiştir. Duyunu Umumiye kapatılmıştır. Kabotaj millileştirilmiş, aşar vergisinden vazgeçilmiştir. Osmanlı’nın yönetici sınıflara (İlmiye, seyfiye, kalemiye) verdiği imtiyazlar geri alınmıştır. Hemen her alanda işveren durumundaki vakıfların yönetimi devlette bağlanmış, din eğitimi ve hayır işlerine odaklanmaları sağlanmıştır. Şirket kurma hürriyeti kanunla düzenlenmiştir. Devlet İktisadi Teşebbüsleri kurulurken özel girişim, küçük sanayici, esnaf ve zanaatkar desteklenmiştir. 1929 ekonomik buhrana rağmen hizmete giren yüzlerce sanayi tesisiyle istihdam, verimlilik ve iktisadi büyüme sağlanmıştır. Belediyelere su, kanalizasyon, havagazı ve tramvay gibi altyapı hizmetlerini kurmak ve işletmek yetkisi verilmiştir. Mektep ve medreseler kapatılmış, çağın şartlarına uygun temel eğitim kurumları, imam hatip liseleri, meslek liseleri ve üniversiteler açılmış, eğitim kitleselleşmiştir. Salgın hastalıklara karşı örgütlü bir mücadele yürütülmüş, koruyucu, önleyici ve tedavi edici sağlık hizmetleri yerleştirilmiştir. Devlet arazilerinden topraksız köylüye toprak dağıtılmıştır. Tarım merkezleri, tohum ve hayvan ıslah istasyonları kurulmuş, tarım iş makinaları üretime katılmıştır. Bayındırlık alanında karayolları, demiryolları, köprüler ve limanlar inşaa edilmiştir. Yerleşimler birbirine bağlanmış, güvenli, hızlı ve konforlu bir ulaşımın yanı sıra mal ve malzeme taşımacılığı nitelik kazanmıştır. Kültür, edebiyat, sanat ve spor alanında toplum ihtiyaçları karşılanmış, sanat ve spor tesisleri yapılmıştır. Yeni Türk alfabesiyle kitaplar yazılmış, gazete ve dergiler yayınlanmış, çeviriler yapılmış, sözlük hazırlanmıştır. Türk dili ve Türk kültürü, etle tırnak gibi birbirinin ayrılmaz bir parçası haline getirilmiştir. İşte! Türk toplumunu çağdaş uygarlık düzeyine eriştiren cumhuriyete karşı çıkanlar, gerçekte sınırsız ayrıcalıkları elinden alınan anlayışa hizmet ederek Atatürk'e ve kurduğu cumhuriyete saldırmaktadır. Bugün bir kez daha Atamıza, 3 Şubat 1931’de İstasyon Meydanındaki tren rayları üzerine baş koyarak karşılayan efelerin bilinci içinde “Hoş Geldin Büyük Gazi” diyerek bağlılığımızı gösteriyor, saygı ve özlemle anıyoruz. *** Dipnotlar: [1]Aynı gün Kubilay ve arkadaşlarını şehit eden güruhtan Derviş Mehmet isimli meczup ile 27 müridin idam cezası, Menemen’de Kubilay'ın başının kesildiği yerde infaz edilmiştir. [2]Atatürk’ün Aydın Ziyaretleri için Ertuğrul Zekai Ökte’nin “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Yurtiçi Gezileri” isimli eseri ile Günver Güneş’in “Mustafa Kemal Atatürk’ün Aydın Seyahatleri” isimli eseri en iyi kaynaktır.