Mustafa Kemal Atatürk’ü Türk ve dünya tarihinde onurlu bir konuma getiren Anafartalar Zaferi’nin 108. yıl dönümünü kutluyoruz.

İngiliz savaş gemileri 1914 yılı sonunda geldiği Çanakkale Boğazı’nın girişini uzun menzilli toplarıyla bombalamış, onlarca kez geçmeye çalışmış, ancak Türk topçusunun her defasında isabetli atışlarıyla geri çekilmiştir.

18 Mart 1915’te yeniden olanca gücüyle saldırmıştır. Nusret'in mayınları işe yaramış, armadasının en büyük iki gemisi batırılınca Ege açıklarına dümen kırmıştır.

Ancak Boğazları, İstanbul ve Karadeniz’i fethetme hedefinden vazgeçmemiştir. 25 Nisan 1915’te Boğaz’ın her iki yakasına asker çıkararak Türk tahkimat ve bataryalarına saldırmıştır.

19’uncu Tümen Komutanı Mustafa Kemal, saldırıyı duyar duymaz 57’nci Piyade Alayı ile Kemalyeri’ne gelerek komutayı devralmış, Seddülbahir, Arıburnu ve diğer cephelerde verdiği güçlü muharebelerle savaşın seyrini değiştirmiştir.[1]

Mustafa Kemal’in başarısının ardındaki gerçek, Mehmetçiklere “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” çağrısında vücut bulan doğru kararları ve üstün liderlik anlayışıdır.

Boğaz Savaşları bir mevzi harbine dönüşmüş, kazdığı siperlerde dört aydır hapsolan düşmanın Türk bataryalarını ele geçirmesi imkansız bir hale gelmişti.

Bunun üzerine İngiliz General Hamilton, Saros Körfezi sahillerinden Mehmetçiğin gerisine sarkmayı, onu kuşattıktan sonra yok ederek donanmanın yolunu açmayı hedeflemiştir.

Günler ve haftalar geçmiş, zor koşulların son günlerine gelinmişti.

İngiliz donanmasının umutla beklediği takviye tümenlerini taşıyan savaş gemileri, ağustos ayı başında Saros Körfezi’ne demirlemiştir.

Alman istihbaratı, Osmanlı karargahını alarma geçirmesine rağmen, saldırının yeri hakkında bilgi verememiştir.

Osmanlı’nın Çanakkale’deki komutanı Mareşal L.V. Sanders, Gelibolu'da askeri dehasıyla öne çıkan Mustafa Kemal’den rapor istemiştir.

Mustafa Kemal,  Arıburnu ile Suvla Körfezi (Anafarta Limanı) arasına çıkarma yapılacağını, tüm askerlerin bir kişinin komutasında olması gerektiğini bildirmiştir.[2]

Ancak Osmanlı karargahı, Anafarta arazi yapısının büyük bir kara harekatına izin vermeyeceği düşüncesindir ve tüm tedbirleri, boğazın iki yakasında aldırmıştır.

İngiliz donanması, boğaz girişinde aldatıcı ve göstermelik bir taarruz gerçekleştirirken Mustafa Kemal’in öngördüğü sahile, 5 Ağustos 1915’te gece yarısından sonra dünya savaş tarihinin en büyük amfibik çıkarmasını yapmıştır.

Anafarta, Arıburnu ve Kabatepe arasındaki sahile karşılıksız ve kayıpsız ayak basan İngiliz birlikleri, Mehmetçik’in konuşlandığı cephelere hücumla imhaya girişmiştir.

Saroz grubu komutanı Albay Ahmet Fevzi Bey, 8 Ağustos günü bölgeye gelmişse de taarruz yerine askerin dinlenmesini uygun gördüğünden görevden alınmıştır.

Aynı gün Anafartalar Grup Komutanlığına getirilerek bütün Mehmetçikler emrine verilen Albay Mustafa Kemal, savaş hazırlıklarını kısa sürede bitirerek 9 Ağustos’ta taarruza geçmiştir.

Göğüs göğüse, süngü süngüye çatışmalar çok şiddetli geçmiştir. Topçu ateşi ve el bombası yağmurunda ağır kayıplar veren Mehmetçiğin cephanesi de kimi zaman tükenmişti.

Ama “Cephane yoksa süngü var! Süngü Tak!” Emri veren iradenin kararlığı ile düşman ilerlemesi durdurulmuş, kıyılara dek kovalanmış, 10 Ağustos günü saat 09.00 sıralarında inisiyatif Mehmetçiğe geçmiştir.

Çanakkale Savaşlarının en önemli aşaması Anafartalar Muharebesidir. Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal, 8 Ağustos’ta bölgeye geldiğinde önce dağınık birlikleri toparlamış, ertesi gün düşman saldırısını engelleyerek İstanbul’a gidiş yolunu kapatmıştır.

Kaynaklar: (i) Mahir Aydın , Çanakkale Savaşı’nda Kara Muharebeleri, Makale, y.2016, Erişim Tarihi25.07.2023, (https://dergipark.org.tr) (ii) 100’üncü Yılında Çanakkale Zaferi Sempozyumu Bildiri Kitabı, y.2015, Erişim Tarihi:25.07.2023, (https://www.msu.edu.tr) Dipnotlar: [1] Muharebelere sahne olan yer adları için bkz. M.Aydın, Çanakkale Savaşı’nda Kara Muharebeleri, y. 2016, s.49, 50. [2] Anafarta, çok rüzgar alan büyük açıklık demektir. Savaş sırasında ise Kireçtepe Sırtından Kanlı Tepe ve 103 Rakımlı Tepe’ye kadar uzanan Türk savunma hattının konuşlandığı bölge için kullanılmıştır.