Mustafa Kemal Paşa, 23 Ağustos 1921’de başlayan, 22 gün 22 gece süren ve 13 Eylül 1921’de sona eren dünya savaş tarihinin en uzun meydan muharebesinde büyük bir zafere imza atmıştı.

Türk tarihinin en önemli muharebelerinden biri olan bu savaş, sonuç itibariyle bağımsızlığın kazanılmasında ve ülke geleceğinin belirlenmesinde önemli bir etki yaratmıştır.

Kütahya-Eskişehir Muharebeleri’ndeki yenilginin ardından saygınlığı sarsılan ordunun TBMM ile halk arasındaki güveni tazelenmiştir.

TBMM, Mustafa Kemal Paşa’ya 19 Eylül 1921’de gazilik unvanı ve mareşallik rütbesi vermiş, başkomutanlık görevini süresiz uzatmıştır.[1],[2]

Türklerin 1683'te Viyana yenilgisiyle başlayan toprak kaybı son bulmuştur.

İtilaf devletlerinden İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan’ın kurduğu bloğun dağılmasına neden olmuştur.

TBMM ile Fransa arasında Ankara Anlaşması imzalanmış, Hatay-İskenderun dışında bugünkü güney sınırımız tanınmıştır.

Güney Cephesi güvenceye alındıktan sonra oradaki Türk birlikleri, Büyük Taarruza hazırlık için Batı Cephesine kaydırılmıştır.

Fransızlar gibi İtalyanlar da Türkiye’yi ve Misakı Milliyi tanıdığından işgal ettikleri topraklardan çekilerek Anadolu’dan ayrılmıştır.[3]

Sovyet Rusya’nın aracılığında Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile Kars Antlaşması akdedilerek Türkiye'nin bugünkü doğu sınırı kesinleştirilmiştir.

TBMM ile İngiltere arasında esir anlaşılması yapılmıştır. Böylece Malta’ya sürgün edilen Türkler ile Anadolu’da gözaltına alınan İngiliz askerlerin değiş-tokuşu gerçekleşmiştir.

TBMM, Ukrayna ve Sovyet Rusya arasında Dostluk Antlaşmaları imzalanmıştır.

Dünya, TBMM ve Ankara hükümetinin varlığını, padişah ve İstanbul hükümetinin yokluğunu kabul etmiştir.

Sevr Antlaşması geçerliliğini yitirmiş, Yunan hükümeti ve Anadolu'daki Yunan işgal ordusu tek başına kalmıştır.

Sakarya Zaferin en önemli sonucu ise Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi için gerekli hazırlıkların yapılmasına zaman kazandırması olarak tarihteki yerini almıştır.