Türkiye’de çok partili ilk genel seçimlerin ardından 61 milletvekiliyle Meclis’te temsil hakkı kazanan Demokrat Parti (DP), 1946-1950 yılları arasında kamuoyunun beklentilerini gündeme getirerek Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve hükümetine baskıyı yoğunlaştırmıştı.

DP’nin hükümeti zorbalıkla, CHP’nin ise DP’yi halkı isyana teşvik etmekle suçlaması üzerine siyasetin çatışmacı karakteri ortaya çıkmıştı.

Bu aşamada kendini siyaset üstü konumlandıran Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İnönü devreye girmiştir.

Partiler arasındaki gerilimi sonlandıracak, siyasetçileri birbiriyle kucaklaştıracak bildirgeyi 12 Temmuz 1947’de yayınlamış, muhalefete daha çok özgürlük tanınması yönündeki düşüncesini açıklamıştır.

Bu gelişme üzerine siyasetçiler olumlu bir havaya bürünürken bildirgenin meclis yansıması da etkili olmuştur.

Hükümet, DP dahil bütün muhaliflerin üzerindeki devlet baskısını ve örgütlenme engellerini ortadan kaldırmış, dönemin siyasal gereklerine uygun politikalara yönelmiştir.    677 sayılı kanun hükümlerinden tavizler verilerek tekke ve türbeler ziyarete açılmıştır. Tarikat ve cemaatlerin siyaset ve ticarete, kamu kurumları ve camilere girişine izin verilmiştir. İlkokullara din eğitimi dersi konulmuş, İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültelerinin sayısı artırılmış, Köy Enstitüleri’nin klasik öğretmen okuluna dönüştürülmesi süreci başlatılmıştır. Dış siyasette ise SSCB'yi Çevreleme Politikasının temelini teşkil eden Truman Doktrini ve Marshall Planı imzalanmıştır. Bu antlaşmalarla Türkiye, Avrupa'nın tahıl ambarı olmayı kabul ederek ağır sanayisinden vazgeçmiştir.[1]

Çok partili siyasi hayatımızın ilk evresi kabul edilen 1946-1950 arasında çalkantılı ve hareketli günler yaşanmıştır. 1946’da yerel seçimler, 1947’de muhtarlık seçimleri, 1947, 1948 ve 1949’da ara seçimler yapılmış, TBMM Başkanı Kazım Karabekir Paşa hayatını kaybetmiş yerine önce Ali Fuat Cebesoy Paşa ardından Şükrü Saraçoğlu TBMM Başkanlığına seçilmiştir. Bu dönemde Aydın hem göç alan hem de göç veren bir il konumundaydı. Tarım, sanayi ve inşaat sektörleri gelişme gösterirken nüfusu 335.663’e ulaşmıştı.

Bucak ve ilçe yapılan yerleşimlere elektrik bağlanmış, okul, yol ve köprü yatırımları hizmete girmiş, ilkokul sayısı 105’ten 205’e çıkarılmış, Aydın Ortaokulu ve Lisesi, Aydın Ticaret Lisesi ve Kız Sanat Okulunun yeni binaları eğitime kazandırılmıştı.  1950’ye gelindiğinde özgürlükler konusundaki kısıtlamaları daha fazla sürdürmenin doğru olmadığından hareketle 16 Şubat 1950’de seçim kanunu değiştirilmiş, 14 Mayıs 1950’de seçimlerin yenilenmesine karar verilmiştir.

Yeni seçim kanunuyla tek dereceli, gizli oy, açık tasnif ve her ilin bir seçim çevresi kabul edildiği, çoğunluk sistemine dayalı, yargının denetim ve yönetiminde bir seçim sistemi getirilmiştir.[2] 

Siyasi partilerin Nisan ayında başlattığı seçim kampanyası halkın yoğun ilgisiyle karşılanmıştır. Köy ve kent meydanlarında ilk kez tertiplenen açık hava toplantılarında demokrasi vaatleri sıralanmış, II.Dünya Savaşının ekonomik yıkımın giderileceği vurgulanmış, Cumhurbaşkanı İnönü, özgürlükler konusunda teminat vermeye devam etmiştir.

1950 yılının Nisan ayı sonuna doğru partiler kesin milletvekili adaylarını açıklamıştır. CHP'nin Aydın Milletvekili aday listesinde Sabri Akın, Mithat Aydın, H.Hulki Cura,  Mazhar Germen, Y.Saim Atasagun, Ekrem Çiftçi ve Agah Sırrı Levent’e yer verilmiştir. DP’nin Aydın milletvekili aday listesi ise Adnan Menderes, İ.Etem Menderes, F.Lütfi Karaosmanoğlu, Namık Gedik, M.Şevki Hasırcı, Lütfü Ülkümen ve Baki Öktem’den oluşmuştur.

Her iki partinin adaylarına bakıldığında eğitim seviyesi yüksek üst düzey kişilerden oluştuğu anlaşılır. Bununla birlikte adayların bir kısmı Aydın’ın tanınmış, köklü aileleri arasındadır. Liste usulü çoğunluk sisteminin ilk kez uygulandığı 14 Mayıs 1950 seçimleri, Cumhurbaşkanı İnönü'nün olağanüstü katkısıyla özgür, eşit, adaletli, bağımsız, güvenli ve çok sesli bir ortamda gerçekleşmiştir.

Adalet Bakanlığı 7.916.091 kişinin oy kullandığı bu seçimlerde DP’nin 4.242.831, CHP’nin 3.165.096, MP’nin 240.209 ve Bağımsızların 267.955 oy aldığını açıklamış, ayrıca DP’nin 408, CHP’nin 69, MP’nin 1, bağımsızların 9 milletvekilliği kazandığını duyurmuştur. Böylece oyların yüzde 54’nü kazanan DP, TBMM’nin yüzde 85’ini elde ederken, yüzde 40 oy alan CHP ise TBMM’nin ancak yüzde 15’ini elde etmiştir.

Seçimler, Aydın genelinde büyük bir sükunetle geçmiş, herhangi bir olumsuzluk yaşanmamıştır. Oy kullanma oranı, ülke ortalamasının üzerinde gerçekleşen Aydın’da toplam 154.371 seçmenden 140.244’ü oy kullanmış, DP 76.896, CHP 60.860, MP ise 2.820 oy almıştır. Bu sonuçlara göre Aydın ilinin 7 milletvekilliğinin tamamını DP kazanmıştır. Aydın’dan Milletvekili seçilenler arasında en fazla oyu Adnan Menderes almış ise de kendisi, TBMM’ne verdiği dilekçe ile İstanbul Milletvekilliğini tercih etmiştir.[3] 

CHP'nin Aydın’da aldığı oy miktarı azımsanmayacak kadar çok olduğu halde seçimde uygulanan basit liste usulü oy çokluğu ilkesinden dolayı milletvekili çıkaramamıştır. 1950 seçimlerini kazanan DP’nin 27 yıllık tek parti iktidarına son vermesinden bir hafta sonra açılan TBMM’de yapılan cumhurbaşkanlığı oylaması sonrası Celal Bayar, Çankaya Köşkü’ne çıkmıştır. Hükümeti kurma görevi eski bir CHP’li olan Demokrat Parti Aydın Milletvekili Adnan Menderes'e verilmiş, TBMM Başkanlığına da Refik Koraltan seçilerek 1960 yılına kadar on yıl sürecek DP'nin iktidarı başlamıştır.