ABD Başkanı Trump’un dengesiz politikaları yüzünden uluslararası ticaret savaşı yeniden alevlendi. ABD ile Türkiye’nin bir yandan ticaret savaşları diğer yandan Washington’un karşı yaptırımlarının, Türkiye ekonomisini olumsuz etkilediği yabancı basında da yankı buldu.
Alman gazetesi Die Welt, Trump yönetiminin Türkiye’nin iki bakanına yönelik yaptırım kararının aslında ekonomik bir anlamının olmadığını, buna rağmen liranın hızla değer kaybettiğini, daha geniş çaplı yaptırım açıklaması halinde dolar kurunun 5,1 liraya yaklaşarak tarihi rekora koştuğunu, bunun ABD yönetiminin Türkiye’nin İçişleri ve Adalet Bakanlarına yaptırım uygulamaya başlamasından kaynaklanan ekonomik açıdan anlamı yok. Ama büyük bir felaketin yaklaşmakta olduğunun sinyallerini veriyor” dedi.
ABD, Türkiye’nin gelişmekte olan ülkelere vergi muafiyeti getiren “GSP Programı”ndaki yerini yeniden değerlendirme kararı aldı. Türkiye programdan çıkarılırsa ABD’ye vergisiz girebilen 1.6 milyar dolar değerindeki Türk menşeli ürün bu karardan etkilenmiş olacak.
ABD’nin bu kararı, Türkiye’nin Amerikan demir ve çeliğine uyguladığı vergi uygulamasının ardından geldi. Bu kararın ardından Türkiye’den ABD’ye vergisiz girebilen bazı ürünler yeniden değerlendirilecek. ABD, Türkiye’nin de dahil olduğu GSP programında gelişmekte olan 29 ülkenin 4 bin 800 ürününden vergi almıyor.
Dünyada Türkiye kadar yabancı sermayeye bağımlı başka ülke olmadığı saptamasını yapan Alman Gazetesi Die Welt, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Erdoğan’ın iktidarında bu bağımlılık giderek büyüdü. Çünkü ülke sürekli olarak ihraç ettiğinden çok ithal ediyor. Bu yüzden sürekli artan cari açığın milli gelire göre oranı 2016’da yüzde 3,8 iken 2017’de yüzde 5,5’e yükseldi. Bu cari işlemler açığı ancak ülkeye sürekli akan yabancı sermaye varsa şu sıra günde 200 milyon dolar civarında telafi edilebilir.
Dolayısıyla Türkiye’nin bu en zayıf, en savunmasız noktasını, ABD yönetimi kasten bariz şekilde kullanıp senatodaki yaptırımlar kabul edilirse tam da ülkeye yabancı sermaye akışını hedef alacak. Bu akış durursa Sören Heltler’in öngörüsüne göre basit şekilde liranın değer kaybıyla sınırlı kalmaz. Ödemeler dengesi krizi riski artar. O zaman iflaslara ve ödemelerin yapılmaması noktasına gelinir ki devlet de kendisini bu durumda bulabilir. Bankalar türbülansa girerve insanlar birikimlerini kaybedebilir.”
Deniz Bank’ın döviz uzmanı Sören Hettler’in “yatırımcılar yeni yaptırımların geleceğinden korkuyor, çünkü her iki tarafta da taviz vermeye hazır gibi durmuyor” görüşünü aktaran Alman gazetesi, ABD senatosuna Türkiye’nin uluslararası milli kuruluşlardan borç almasını engellemeye yönelik tasarı sunulduğunu bunun kabul edilmemesinin Türkiye’ye ağır darbe olacağını, çünkü Türkiye’nin Dünya Bankası ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan en çok borç alan ülke olduğunu belirtti. Geçen yıl (EBRD)’den 1,8 milyar dolarlık kredi aldığını hatırlattı. Esnaf ve Sanatkarlar Derneği (ESDER) Genel Başkanı Mahmut Çelikkuş ABD’nin iki Türk bkana yönelik aldığı yaptırım kararına ilişkin “Türk insanı ve Türk Devleti tarih boyunca derebeylik hareketlerine boyun eğmemiştir. Karşısında olmuştur. Şimdi de ABD’ye boyun eğmeyecektir” ifadesini kullanmıştır.
ÇİN’DEN ABD’YE MİSİLLEME
ABD’nin 200 milyar dolarlık Çin ürününe vergi getireceğini açıklaması ve geçtiğimiz günlerde vergi oranını yüzde 10’dan yüzde 25’e çıkarması üzerine Pekin yönetimi, karşı hamle atıyor. Çin Ticaret Bakanlığı, yaklaşık 60 milyar dolar tutarında ABD menşeli ürüne farklı oranlarda gümrük tarifesi uygulayacağını açıkladı. Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre ürünler için yeni tarifleer ABD’nin yeni tarifeleri yürürlüğe sokmasının ardından en kısa sürede uygulanacak. Açıklamaya göre vergi oranları yüzde 5-25 arasında değişiyor. Açıklamada tedbirin amacının Çin’in çıkarlarını korumak ve ticari gerinliğin uzamasını önlemek olduğu kaydedildi. Bakanlık, Çin’in ABD mallarına yeni tariflerin
mantıklı ve sınırlı olacak. Bunların uygulanması ABD’nin yaptıı eylemlere bağlı” denildi. Bakanlık ayrıca ABD’ye karşı ek önlemlerin saklı tutulduğunu belirtti.
Bu arada 5 Ağustos’ta ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’dan Türkiye’nin ABD işbirliği içinde çalışmayı sürdürmeyi amaçladığı NATO ortağı olduğu” açıklaması geldi. Brunson için ısrar eden Pompeo, ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın bazı yerel çalışanlarının da serbest bırakılmasını istedi.
ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun açıklaması olumlu bir gelişmenin başı oldu. Türkiye’den Dışişleri, Adalet ve İçişleri Bakanlığı’ndan oluşan bir heyet Salı günü ABD’ye gitti. Bu gelişme iki ülke arasındaki sorunun diplomatik yollarla çözülebileceği umudunu doğurmuştu. Ancak 9 kişiden oluşan heyet, Perşembe akşamı ABD’den geri döndü. Fakat heyetten doyurucu bir açıklama yapılmadı. Ama ABD yetkililerinin yaptığı açıklama sorunun çözüme kavuşturulamadığını ortaya koydu. Amerikan yetkilileri Rahip Brunson sorunu çözülmeden ikinci sorunlarda bir ilerleme olamaz” şeklinde görüş belirtiyor.