Son istatistiki verilere göre Türk çiftçi ailesinde genç nüfus kalmamış, gençler başka sektörlerde çalışmayı seçerken, tarımda çalışanların yaş ortalaması 57’ye dayanmıştır.

Gerçekte ise 10. Yılına girdiğimiz Cumhuriyet’in 4. Yılında yani 1927 yılında kırsal nüfusun toplam nüfusa oranı %75.8 iken; şehir nüfusu oranı %24.2 oranındadır.Sektörlere göre dağılımı ele aldığımızda toplam nüfus 13 648 000 kişi olduğu belirlenmiştir. Genel nüfusun %47.71’ini çiftçiler (4 368 061), % 3.7’sini sanatkarlar (299 000) ve %2.8’ini de tüccarlar (257 000) meydana getirmektedir.

2012 yılı nüfus sayımına göre ise kırsal alanda yasayan nüfusun toplam nüfusun %22.7’sini oluşturduğu görülmektedir. 1950’li yıllarda başlayanTürkiye kırsalından kente göç akımının, özellikle 1980 den sonra bu akımın hızlandığı söyleyebiliriz.Günümüzde de Kent-kır arasındaki gelişmişlik farklılıkları giderek artmakta, tarım sektörü ile diğer sektörler arası gelir makası açılmakta, göç sorunu devam etmektedir.

“6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile birlikte büyükşehir belediyesi sınırları kırsal alanları da içine alacak şekilde il sınırları genişletilmiştir. Bu yasayla birlikte büyükşehir olan 30 ilde köyler ve beldeler mahalleye dönüştürülmüş ve kırsal nüfus büyüklüğü tespitinde bazı zorluklar yaşanmıştır.Köy kavramı ortadan kalkarken bu yasa ile kent-kırsal bazında sorunlar daha fazla girift hale gelmiştir.

Bu nedenlerden dolayı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarına göre 2012 yılında % 22.7 olan Türkiye’nin kırsal nüfus oranı 2013 yılında % 8.9 olarak belirtilmektedir. Kısacası büyük şehirlere bağlı olmayan köylerin kent sayılması gibi “hilkat garibesi bir tanımlama ortaya çıkmıştır.Gerçekte ise köyler yine köydür fakat köy özellik ve güzelliklerini idari anlamda kaybederek.

Savaşlardan çıkmış bir milletin çiftçisinin genel görünümünü ele aldığımızda Cumhuriyetin ilk yılları tarım açısından hayli umutsuzluk verici bir tablo çizmekteydi.

“1927 yılında gerçekleştirilen nüfus, tarım ve sanayi sayımı sonuçlarına dayanmaktadır. 1927 yılı tarım sayımının verilerine dayanılarak yapılan tahminlere göre ülke topraklarının %32’si ekilebilir olmasına karşın, ekilmiş alan oranı %5 civarındadır. Yapılan ekimin %89.5’ini tahıl, %6.6’sını sanayi bitkileri ve %3.9’unu da bakliyat temsil etmektedir. Tahılda ortalama verim 668 kg’dır. Toprakların ortalama bir çift çeki hayvanı ile işlendiği bu dönemde; ülkenin toplam tarım makineleri sayısı, tırmık dahil 15.700 civarındadır. Traktör çok az sayıda ve sadece birkaç büyük kentte kullanılmaktadır. 1940 yılına gelindiğinde traktör sayısı 1065’e ulaşmıştır.”

İlk Cumhuriyet yönetimlerinin tarıma gereken önemi fazlası ile vermesi sonucu yaklaşık 35 yılda tarımda son derece başarılı sonuçlar elde edilmiştir.

Kaynak: Kasım Kaya ve diğ. Cumhuriyet Dönemi (1923-1950) Tarım Sektöründeki Gelişmelerin Günümüz KIRSAL Kalkınma Anlayışı İle Karşılaştırılması.