Batı Ege dağlarının efesiyken işgalle birlikte Kuvayı Milliye güçlerine katılan Demirci Mehmet Efe, Aydın'ın Nazilli İlçesine bağlı Pirlibey Köyünde Süleyman ile eşi Ayşe Hanım’dan 1883’te dünyaya gelmişti.[1]

Ailenin ilk göz ağrısıydı. Küçüklüğü ve gençlik yılları babasına ait atölyede demircilik yaparak ve Medresede okumakla geçmişti. Henüz 18’indeyken bir kavga sırasında işlenen cinayete adı karışınca Ödemişli Gökdeli Efe’ye sığınmıştı.

Tire’nin Fata köyü (Gökçen)’nde imamlık yapsa da yazgısı ne demircilik ne de imamlıktı. Acımasız dünyaya meydan okuyan çatışmacı kişiliği, Onu güçlü liderlik hedefine yöneltmişti.

Nitekim Gökdeli Efe’den izin alarak kurduğu çetesiyle 20 yıl adından söz ettirerek insanlara zor anlar yaşatmıştı.

Yanında kardeşi Ahmet Efe’yle tamamı süvari 200’e yakın zeybek ordusu vardı. Zeybeklerin maaşından atların arpasına kadar her türlü ihtiyacı halkın sırtınaydı.

15 Mayıs 1919’da İzmir’i işgal eden Yunan ordusunun, Türklere zulmederek ilerlemesi ve bu duruma İstanbul hükümetinin kayıtsız kalması nedeniyle istiklal mücadelesine katılma kararı almıştı.

Nazilli Müdafai Hukuk Cemiyetinin temsilcileriyle Pirlibey köyündeki bir çiftlik evinde 18 Mayıs 1919’da görüşmüşse de ikna edilememişti.[2]

Bu gelişme, cemiyet başkanı tarafından Ödemiş’te bulunan Galip Hoca (Celal Bayar) ve Rauf Bey (Orbay)’e bildirilince, Nazilli’ye gelen ikilinin çabasıyla Kuvayı Milliye’ye katılmıştı.[3]

Böylelikle düze inen Demirci Mehmet Efe’nin yaşamında yeni bir dönem başlamış, kanun kaçağıyken kanun uygulayıcısı konumuna gelmişti.

İlk işi, 3 Haziran 1919’da Nazilli’yi işgal eden Yunan ordusunu baskın ve pusularla, hızlı ve ani saldırılarla yıldırmak olmuştu.

20-24 Haziran 1919 tarihleri arasında Yunanlıların boşalttığı Nazilli’de yağma olaylarını bastırmış, asayiş ve güvenliği sağlamıştı.

28 Haziran 1919’da başlayan Aydın Kent Savaşı’nda Yörük Ali Efe’ye destek vermiş, Aydın Dağları’nın Üçyol mevkiinde ve Köşk savunma hattında düzenlediği saldırılarla Yunanlıların 7 Temmuz harekatını akamete uğratmıştı.

Büyük Menderes Nehrinin İtalyan işgalindeki güney kesiminden ilerleyen Yunan ordusunun kullanacağı köprü, menfez, su kuyusu ve yol yapılarını tahrip ederek keşif kollarına saldırmıştı.

Sivas Kongresinin başladığı günlerde Kuvayı Milliye Kuvvetleri komutanlığı görevi verilen Albay Refet Bey, Milli Menderes Alay komutanı Demirci Mehmet Efe’yle görüşmek üzere bölgeye gelmiş, eylem planları yapmışlardı.

Bu durum Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe ve Muğla Milis Grubu arasında yetki tartışmasına yol açmış, ikinci Nazilli Kongresi’nin karar sürecini etkilemişti.

Ancak sorunlar giderilmiş, Kuvayı Milliye’nin vatan topraklarını canı pahasına koruyacağı kararı bir kez daha dosta düşmana gösterilmişti.

Buna rağmen İstanbul Hükümeti’nin desteklediği isyancılar, TBMM’nin açılışından sonra silahlandırılarak Kuvayı Milliye güçlerini hedef haline getirmişti.

Batı cephesindeki ayaklanmalar Albay Refet Bey ve Demirci

Mehmet Efe’nin yönetiminde bastırılmış, ele başılar en ağır biçimde cezalandırılmıştı.

Tarihin bu anında Denizli

vak’ası yaşanmıştır. Yunan ordusunun 2 Temmuz 1920’de Denizli´ye yaklaşması üzerine

Rum ve Ermeni tebaanın

iftirasıyla galeyana gelen Denizlililer, 40’a yakın zeybeği katletmiş, Sökeli Ali Efe’nin parçalanmış cesedini de ağaca asmışlardı.

Bu vahşetin intikamı için 9 Temmuz’da trenle Denizli’ye gelen Demirci Mehmet Efe, olayın suçlusu gördüğü 68 kişiyi İstasyon Meydanında toplayıp hunharca öldürmüş, şehri yağmalamıştı.[4]

Demirci Mehmet Efe’nin Kuvayı Milliye dönemini sona erdiren bu olaydan dört ay sonra 8 Kasım 1920 tarihli TBMM kararı ile düzenli ordu kurulmuştu.

Kuvayı milliye güçleri bu orduya bağlanmış, cemiyetler tek çatı altında toplanmış, Batı cephesi de batı ve güney olarak ikiye ayrılmıştı.

Demirci Mehmet Efe, 22 Kasım 1920’de hem Mustafa Kemal Paşa’ya hem de Refet Bey’e Denizli olayı konusunda birer özür telgrafı göndermişse de Isparta’nın İğdecik Köyünde zorunlu ikametten kurtulamamıştı.

Demirci Mehmet Efe, milli mücadeleyi anbean takip etmeye çalışırken Çerkez Ethem’le anlaşarak Ankara hükümetine karşı isyan planladığı iftirası üzerine kaldığı ev, 15 Aralık 1920’de basılmıştı.

Demirci Mehmet Efe, kendisini yakalamaya gelen Jandarma’dan son anda kaçarak kurtulmuş, teslim olan zeybekleri düzenli orduya alınarak cephelere sevk edilmişti.

30 Aralık 1920’de Ankara hükümetiyle anlaşarak bir kez daha düze inen Demirci Mehmet Efe, Milli Mücadele’deki hizmetleri göz önünde bulundurularak affedilmiş, kendisine ödenek tahsis edilmiş, Nazilli’nin Dualar köyüne yerleşmesine izin verilmişti.

Yunan işgalinin yavaşlatılmasında olduğu kadar iç isyanların bastırılmasında da Demirci Mehmet Efe’nin inkâr edilemeyecek başarısı vardır.

Nitekim Mustafa Kemal Paşa, 30 Aralık 1920 tarihli meclis oturumunda yaptığı konuşmada Demirci Mehmet Efe’nin hakkını teslim etmiştir.[5]

Nazilli’nin düşman işgalinden kurtuluşuna kadar düzenli orduya destek veren efe, “kahraman” olarak döndüğü toplum hayatında geçmişin hesabını öne çıkaranlardan payını almıştı.

1924’te Nazilli’de ve 1925’te İzmir’de öldürülmek istenmiş, Milli Mücadele yıllarındaki birtakım faaliyetleri nedeniyle hakkında davalar açılmıştı.

Efe, Nazilli’deki evinde kalp krizinden vefat ettiği 5 Şubat 1961’e kadar ne aldığı tehditlere boyun eğmiş ne öldürülmekten korkmuş ne de siyasete katılma tekliflerini kabul etmişti.

O, ömrünün geri kalanını sıradan bir vatandaş gibi yaşamayı tercih etmiş ve böyle ölmüştür.

TBMM’de kabul edilen 24 Ocak 1924 tarihli kanunla İstiklal Madalyasıyla ödüllendirilen, adına türküler yakılan, öyküsü kitaplara konu edilen efenin cenazesi, askeri törenle kaldırılmış ve Nazilli Eğriboyun Mezarlığında toprağa yatırılmıştır.

***

Kaynaklar:

(i) Günver Güneş, Demirci Mehmet Efe, Makale, (https://ataturkansiklopedisi.gov.tr), Erişim Tarihi:01.02.2023.

(ii) Turan Akkoyun, Milli Mücadele’de Aydın Kuvayı Milliyesi, Kümbet Yayınları, Afyonkarahisar, 2014.

(iii) Ali Ulvi Özdemir, Yaklaşım Farklılıkları Açısından Demirci Mehmet Efe’nin Kuvayı Milliye’ye Katılışı, Makale, (https://dergipark.org.tr), Erişim Tarihi:01.02.2023.

Dipnotlar:

[1] Nazilli Nüfus Müdürlüğü kayıtlarında Demirci Mehmet Efe’nin doğum tarihi 01.07.1891’dir. Mezar taşında ise doğum tarihi 1885 yazılıdır.

[2] Nazilli görüşmesine katılan cemiyet üyeleri Cevat Sökmensüer, Küçük Yusuf Bey, Hacı Hilmizade, Yusuf Bey ve Nazilli Jandarma Komutanı Nuri Bey’dir.

[3] Hacı Süleyman Efendi (1855-1923), Nazilli Müdafai Hukuk Cemiyeti ve Nazilli Heyeti Milliyesi’ni kuran ve başkanlığını yapan din adamı.

[4] Denizli faciası Dahiliye Nezaretine havale edilerek kapatılmıştır.

[5] Atatürk’ün Demirci Mehmet Efe’den “Aydın Cephesi Komutanı” unvanıyla bahsettiği Nutuk’ta yazılıdır.