Bayram bir sevinç ve neşe günüdür. Duygularımızın coştuğu, sevgi ve saygı hislerinin canlandığı güzel günlerdendir. İnsanları kaynaştırıp bir araya getirir. Bayram denilince aklıma, 'beraberlik, çocuklar, mutluluk, paylaşma duygusu, cömertlik ve kardeşlik' kelimelerini çağrıştırmaktadır. Dini bayramlar Türk kültüründe; oldukça etkileyen özelliğe sahiptir. Toplum bir araya gelerek ikramlarda bulunur. Aynı zamanda; yetimlerin ve yoksul kişilerin gözetildiği, bu kişilere yardım elinin uzatıldığı bayramlardır. Bu duygularla toplum bütünleşerek kaynaşır.

BAYRAMLARDA UZAKLARA TATİLE GİTMEYİ TERCİH EDİYORUZ

Bu yazımda çocukluğuma gitmek istiyorum. Bazen oturup uzun uzun Bayramları düşündüğümde çocukluğumda ki bayramların ne kadar farklı olduğunu, o zaman ki Bayram heyecanımdan şimdi eser bile kalmadığını görüyorum. Acaba diyorum o Bayramlar mı eskide kaldı yoksa biz mi eskidik? Yüreğimizde o çocukluk döneminin bayram heyecanını görememek, nerede eksiğim diye düşündürüyor beni. Neydi o çocukluk dönemimizin bayramları öyle. Bayram geldi mi sevinçten ve heyecandan yerimizde duramazdık, yeni bir elbisemiz, yeni bir ayakkabımız olacak ve bayram günü bol bol harçlık alırdık. Çocukken bayram akşamları yatamazdık, sabahlara kadar tüm heyecanla bayramın ilk gününü beklerdik. Çünkü sabah olduğunda bayram olacak ve biz o çocuk halimizle komşularımızı gezip, şeker ve para toplayacağız. Hele yeni alınan elbiselerimizi giyecek olmamız başka biri gibi heyecanlandırırdı bizi. Çocukken bayramlarımız çok neşeli ve heyecanlıydı. Hayat meşgalesi bizi bayram gibi bayram yapmaktan geri bırakıyor. Bırakın bizi, şehirlerimizde yaşayan çocuklarımız bile bizim çocukken yaşadığımız bayramları yaşayamıyorlar artık. Her bayramda dört gözle beklediğimiz çocuklar kapımızın zilini çalamıyorlar. Oysa çocuklarla daha bir neşeli oluyor bayram. Ramazan Bayramı deyince benim aklıma o çocukların çocuksu sevinçleri geliyor gözlerimin önüne. Bizlere gelince, sanırım bayramı en kötü yaşayan bizleriz, yıllardır rutin şekilde yaşamaya çalıştığımız bayramlarımız artık ellerimizden kayıp gidiyor. Bayram heyecanlarımız kalmamış. Hayat meşgalesine vurmuşuz kendimizi. Her bayramda evde yatmayı veya uzaklara tatile gitmeyi tercih ediyoruz. En yakınımızda ki bir dostun kapısını bile çalmaktan aciz hale geldik. Bayram dost ziyareti demekti bir zamanlar. Büyüklerin gönlünü almak, küçükleri sevindirmek demekti, şimdi ise herşey farklılaştı ve teknolojiye dönüştü. Eski Bayramları ararken aslında kendimizi arasak çok daha iyi olur düşüncesindeyim. Eski günlerimizde olduğu gibi çocukluğumuzda yaşadığımız ve özlemle beklediğimiz o güzel bayramları en azından çocuklarımıza yaşatabilmek adına Bayramımızı elimizden geldiği kadar bayram gibi yaşamaya özen gösterelim ve gelecek nesillere de aktaralım.
“Ramazan Bayramının ülkemize barış, bereket ve mutluluk getirmesini diliyorum. Toplumsal yaşamımızda önemli yeri bulunan bayramlarımız, kaygıların ve sıkıntıların geri plana itildiği, sevgi, saygı ve hoşgörünün pekiştiği, insan ilişkilerinin güçlendiği, umutların canlandığı özel günlerdir. Bayramlarda dargınlık ve kırgınlıkları unutmalı, birlik ve dayanışmamızı artırmalı, geleceğe inancımızı her koşulda korumalıyız. Hep bir arada, sevgi dolu ve huzurlu nice bayramlar geçirmek dileğiyle, Ramazan Bayramınız mübarek olsun.

"EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR"

Mustafa Kemal ATATÜRK'ün çocuklara armağan ettiği ”23 Nisan, Türk Milleti’nin kendi geleceğini belirlediği, egemenliğin millet iradesine bırakıldığı ve milletin bağımsızlığını tüm dünyaya haykırdığı, Türk tarihinin önemli dönüm noktalarından birisidir. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınızın 103. Yılı Kutlu Olsun.”

ÖZLÜ SÖZ: “Özgürlüğün de, Eşitliğin de Adaletin de dayanağı ulusal egemenliktir.”Ulu Önder Gazi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Saygıdeğer Yeni Kıroba Gazetesi okuyucularım;

Güzel günlere Mutlu ve Huzurlu Bayramlar. Sağlıcakla, Sevgiyle ve Esenlikle kalın...