Edirne'nin Paşaköy köyü Mandakoru mevkisinde donarak ölen 11 düzensiz göçmenin cansız bedeni bulunmuştu. Hastaneye kaldırılan 1 düzensiz göçmen de müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, donarak hayatını kaybeden göçmenlerin ayakkabıları ve elbiselerinin çıkarıldığını, Yunan sınır birlikleri tarafından geri itildiğini ifade etmişti. Ekipler aynı bölgede yine donarak ölen 7 düzensiz göçmenin cansız bedenini bulmuştu. Avrupa’ya geçerek daha iyi bir yaşam sürme hayaliyle sınır bölgesine gittiler. Toplamda 19 düzensiz göçmen aşırı soğuk havada Yunanlı unsurlar tarafından elbiseleri çıkartılarak Türkiye yönüne itildi. Bölgeden edinilen haberlere göre çıplak bir şekilde ülkemize doğru yürümeye zorlanan göçmenler sınırımızda yer alan yerleşim bölgesine sadece birkaç yüz metre kala donarak hayatlarını kaybetti. Bunun dışında Yunan sahil güvenlik ekipleri de sıklıkla denizden Yunan adalarına girmek isteyen düzensiz göçmenlerin içinde bulunduğu şişme botlara defalarca ateş açarak, hücum botları üzerlerine sürerek boğularak ölmelerine neden olmaya devam ediyor. Göçmenleri Avrupa’ya almak istememenin başlıca sebebi Müslüman olmalarından kaynaklanıyor. Asırlardan bu yana süregelen din kavgası hiçbir zaman küllenmedi zaten. Bunun dışında göçmenlerin sığındıkları ülkeye ekonomik ve kültürel olarak da yük getirdikleri zaten konuşuluyor devamlı olarak…

BU İNSANLARI YERİNDEN YURDUNDAN EDEN SİZLERSİNİZ…

Savaşlardan asıl nemalananlar siyasiler ve silah baronları, kanlı sofradan besleniyorlar. İkinci dünya savaşından sonra çıkan bütün savaşlar Ortadoğu’da ve Afrika’da yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Savaşan ülkelerin neredeyse hepsi Müslüman ülkelerden oluşuyor. Zengin yer altı ve yer üstü kaynaklara sahip bu coğrafyalar Hristiyan ülkelerin ağızlarını sulandırdı, iştahlarını kabarttı asırlar boyunca. Savaşlarla işgallerle yağma ve talanlarla istediklerini aldılar ancak yeterli olmadı onlar için asla. Silah tüccarlığı da yapan bu ülkeler, İslam coğrafyasını ateşe verip karşısına geçip seyretmeye devam ediyor. Hile ve desiselerle, İslam ülkelerini birbirine katan Hristiyan dünyası, yerlerinden yurtlarından ederek bu insanları göçmen haline getirdi. Milyonlarca savaş mağduru insan göçmen olarak evini, barkını, şehrini, ülkesini geride bırakarak daha insanca yaşamak uğruna yollara döküldü. Kaderin cilvesine bakın ki bu insanlar kendilerini sefalete kadar düşüren bu ülkelerde yaşamak için ölüm kalım mücadelesi içerisinde Türkiye sınırını geçerek Avrupa’ya gitmek istiyor. Yaşananlar büyük bir insanlık dramından başka bir şey değil oysa. Göçmenlerin elit bireylerini ( doktor, mühendis, kimyager, iş insanı, üst düzey bürokrat v.d.) olanlarına ülkelerine giriş vizesi veren Avrupa ülkeleri diğer vasıfsızlarını da ölüme terk ediyor. Asırlardır bu insanların vatanlarının zenginliklerini paylaştılar, doymadılar, şimdi de canlarının peşindeler. İç savaşlarla parçalanan bu coğrafyanın insanlarına silah satan, birbirlerine düşüren Avrupa ülkelerinin ta kendisidir. Zavallı çocukları, kadınları ve yaşlıları göç etmeye zorladılar şimdi de ölmelerini izliyorlar. Vebali tamamen onların üzerinde, hayatlarını kararttılar, düzensiz göçmenler donarak ölüyor ya da denizde boğulmaya terk ediliyor. İnsanlık zaten can çekişiyordu, şimdiyse tamamen öldü…