Adeta her afeti bir arada yaşayan ülkemiz seller ve yangınlar ve hiç durmayan depremler ile boğuştuk 2 haftadır.
Gerçi sadece biz değil , tüm dünya bu felaketi yaşadı aslında.
Bir an düşünün Karadeniz deki sel , tufan ya Aydın da olsaydı..?
nerdeyse her kentin içinden geçen derler , çaylar aslında Karadenizdekinden farksız.
En doğudan Feslek çayı, Kuyucak içinden geçen ilçe deresi, Nazilli Mergen çayı , Köşk Koçak deresi, Efelerde Tabakhane deresi, İncirliova İkizdere ve Alangüllü, Germencik ilcayı, Bağarası Sarıçay, Çine çayı ve kolları ,Söke ilçe içinden geçen çay ve irili ufaklı nice çaylar ve dereler jeolojik zamanlardan bu yana insanların henüz olmadığı zamanlardan bu yana kendi mecralarında akar giderler doğal döngüsü içinde.
Antik çağlardan bu yana Sultanhisar antik Nyssa kenti içinden geçen çay antik kenti ikiye böldüğünden 2500 yıl önce taş örgü yapı köprü insanların doğaya karşı durmaya çalıştığı ilk başkaldırıdır.
Gel gelelim , doğanın yasaları , insanların kanunlarından her zaman daha güçlüdür.
Bunu Karadeniz de gördük 3 hafta önce.
Hiç bir yanlışı affetmeyen tabiat kanunları , kendi yatağına tecavüz eden insanlara , binalarına ağır bir ders verdi.
Aydın yerleşim olarak kuzeyindeki dağlara yaslanmış, güneyindeki ovaya uzanmış , adeta kahvede köpüklü sade kahvesini içip ,keyif çatan bir dertsiz köy ağası gibidir.
Milyonlarca yıllık Jeolojik devirlerde Ege denizine girip çıkan Büyük Menderes nehri ve ovası , yaşadığımız dönemde on kilometre genişliğinde verimli bir ova haline gelmiştir.
Kim bilir, bir yüz milyon yıl sonra, Ege denizi ödünç verdiği bu ovayı içine alıp deniz, geçen jeolojik zamanlarda olduğu gibi , Sarayköy'e kadar uzanabilir.
Aydın için söylenen “ dağlarından yağ , ovasından bal akar “sözünün aslı bile öyle değildir.
Bu sözün aslı “ dağlarından yağ, bağlarından bal, , ovasından beyaz altın akar “ dır .Ovadan akan beyaz altın da pamuktur.
Aydın dağları Ege denizine dik olarak inen yaşlı dağlardır.
Ülkemizin tüm dağları denize paralel uzanırken , Ege bölgesi ve Aydın'da dağlar denize kafa tutarcasına, Efeleri gibi tam denize dikine olarak uzanır.
Kim bilir Egeliler ve bu bölgede yaşayan zeybekler haksızlığa karşı başkaldırıyı , dağlarındaki bu asilikten mi esinlenmişlerdir bilinmez...!
Gökyüzündeki sarı sıcak gösterdiği yüzüyle yazın “ben burdayım “ der gibi yakıyor.
Aydın topyatağı varyantından çıkılarak önce Kalfaköy, sola dönülerek , Danışment ve Ambarcık köylerinin altından geçilerek , Yürüyüş güzergahına Zeytinköy geçildikten sonra Paşayaylası'na sapan yola değil , hemen solundaki Tabakhane ( tarihteki adıyla Eudon ) deresi izlenerek vadi içinden suyun akışı ve çağlayanlar izlenerek , karsuyu berraklığında dere suyuyla çay demleyerek ,soluklanmak ve çam ağaçlarının kokusuyla ,kuş sesleri arasında uyku haftanın yorgunluğunu dindirecektir. İlimizin kuzeyinde ve güneyinde denize dik inen ve tam ortasına Menderes nehrini alan Aydın dağlarından akan derelr ve çaylarla beslenen ana nehir Büyük Menderes nehri jeolojik zamanlarda bata çıka bugün görebildiğimiz geldiği en son durumunda.
İşte bu sarı sıcaklarda tüm nehirler dereler ve çaylar kuruyor.
Efeler ilçesinden tam da kentin en yoğun ticaret alanı olan Zafer, Cuma, Ramazanpaşa , Güzelhisar gibi mahalleleri ikiye bölerek mahallelere sınır olan ve antik çağlarda adı EUDON olarak bilinen ve eskiden kentteki dericilerin suyunu kullandığı ve akıttığı Tabakhene deresi, 50 yılda bir yağan aşırı yağışlar , Karadeniz'deki gibi Bahar veya Kış aylarında ilimize yağarsa neler olur..?
1980 li yılların başında ve bundan nerdeyse 40 yıl önce Aydın Kent merkezi işte böyle bir aşırı yağış sonucunda , kapalı spor salonu önünde , Gazi bulvarında suların 50 cm yükseldiğine tanık oldum.
Gene 30 yıl önce Tabakhane deresi silme su akışı ile nerdeyse yan yollara taşacak konuma gelmişti.
Akış yatağı daraltılan ve çevresine beton perde yapılan Tabakhane deresinin Pınarbaşı semti ile 1. Sanayi arasında , olası bir feyezan altında taşma olasılığı oldukça yüksektir.
Akış eğimi yüksek olan kesimde eski minibüs garajı alanı, balıkçılar çarşısı mevkii, yağcılar içi işyerleri, Büyükşehir Belediye Binasının bodrum ve otopark katları, Egemenlik caddesi , ve çevredeki kaldırımla aynı seviyedeki tüm işyerlerini zemin ve bodrum katları su baskını riski altındadır.
olmaz olmaz demeyelim.
Bu yıl içinde , çok değil iki ay önce Haziran ayında ,Nazilli, içinden geçen Mergen çayının Yeşil mahallesindeki taşkın nedeniyle yaptığı hasar daha dün gibi akıllarda .
Bunun bir iki kat daha fazla yağması halinde , afet kaçınılmazdır.
Kentlerin ,içinden geçen dereler 40-50 yılda da bir olsa , açıkça felakettir.
Tabiatın milyonlarca yıllık jeolojik geçmişinde benzeri taşkınlar ve felaketler kentimizde de yaşanmıştır.
İnsan müdahalesi ile akış yatağı daraltılan Tabakhane deresinde olası bir taşkının , Karadeniz deki gibi cevabı çok sert olacaktır.
Korkuyla yaşamaktansa uyanık kalıp önlemini almak zorundayız.
İlgililerin var mı acaba bir afet önlem planları , olası Tabakhane deresi taşkınında..?
SÖZÜN ÖZÜ :
DOĞA İLE SAVAŞ HALİNDEYİZ. EĞER KAZANIRSAK, KAYBEDECEĞİZ.
MEHMET ÖZÇAKIR
P.K:110 EFELER – AYDIN
GSM : 0.542.7608691