Yeni yılda uygulanacak asgari ücret zammı yüzde 54 olarak açıklandı. Memur ve emekliye ise yüzde 30 zam verildi. Zam oranları asgari ücretliyi de memuru da çok fazla memnun etmedi ancak asıl şikayet emeklilerden geliyor. Zira en düşük emekli aylığı son zamlarla bile 5 bin 500 lira oldu. Kirada oturan bir kişinin bu parayla geçinmesi mümkün değil. Aslında ücretlere ne kadar zam gelirse gelsin enflasyon karşısında eridiğinden maaş zamları fiyat zamlarını her daim geriden takip ediyor. Örneğin 2023 yılının zamlı maaşları ocak ayının sonunda alınacak ama zam oranları açıklanır açıklanmaz başta ekmek ve su olmak üzere herşeye zam geldi. Yani para daha cebimize girmeden çıkmaya başladı. Türkiye’de garip bir durum daha var. Zamların başlıca sebepleri arasında gösterilen akaryakıt uzun zamandır 22 lira seviyesinde seyrediyor. Yani geçen yıla göre epeyce düşük. Dolar kuru da uzun süredir 18 lira civarında. Ama her ne hikmetse akaryakıt ve dolar kuru gerekçe gösterilerek yapılan zamlar asla geri alınmıyor. Şunu açıkça görüyoruz ki enflasyon düşmedikçe maaş zamlarına rağmen alım gücü giderek düşüyor. Zamların da hiçbir hükmü kalmıyor. Son günlerde erken seçim tartışmaları bir kez daha gündeme geldi. Öne çıkan tarih ise 14 Mayıs. Hükümetten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adaylığına yasal bir engel çıkmaması için erken seçim yönünde bir irade ortaya konabilir. Bunun yanı sıra enflasyon karşısında maaş zamlarının erimesi de erken seçim için başka bir gerekçe olarak görülüyor. Yani seçimi kim kazanırsa kazansın ilk işi vatandaşın kanını emen enflasyon canavarıyla mücadele etmek olacak. İktidar kimin eline geçerse geçsin kendini zorlu bir sınavın ortasında bulacak.