Seçime az bir zaman kala gerek Cumhur İttifakı gerekse Millet İttifakı genişleme çalışmalarına hız verdi. Ancak ittifaklar genişledikçe ilke tartışması da alevleniyor. Altılı Masa kurulduğundan beri Cumhur İttifakı paydaşları HDP’yi masanın gizli ortağı olarak lanse ediyor. Millet İttifakı ise çoğunluğu milliyetçilerden oluşan İYİ Parti’nin sinir uçlarına dokunmamak için bu konuya açıklık getirmekten kaçınıyor. Ancak ortada bir gerçek var. Yaklaşık yüzde 10 oranında oyu olan HDP’nin desteğini almak her iki ittifak için de büyük avantaj sağlayacak. Altılı Masa’yı HDP ile gizli ittifak yapmakla itham eden Cumhur İttifakı paydaşları bugünlerde HÜDA PAR’ı ittifaka katmak için yoğun çaba harcıyor. Peki HÜDA Par’ın talepleri neler? Eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi yönetimleri isteyen HÜDA-PAR, Kürtçe'nin ikinci resmi dil olmasını talep ediyor. Ayrıca, 'Ne mutlu Türküm diyene' yazısının kaldırılmasını istiyor. Bu talepler üniter devlet yapısıyla taban tabana zıt. Cumhur İttifakı’nın paydaşı MHP şimdi ne yapacak? HÜDA PAR’ın ortaklığına karşı çıkabilecek mi? Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50+1 oy alma şartı getiren başkanlık sistemi tüm partileri bir ilkesizlik bataklığına sürükledi. Oy kapma yarışında herşey mübah hale geldi. Oysa ki 2018 yılında terk ettiğimiz parlamenter sistemde partileri böyle bir ilkesizliğe mahkum edecek bir yöntem yoktu. Cumhurbaşkanını parlamento üyeleri seçiyordu. Tek kişinin siyasi ikbali için koca bir devletin sistemi rayından çıkarıldı. Şimdi de raydan çıkan trende koltuk kapma yarışı yaşanıyor. Hem de partilerin varlık sebebini sorgulatacak kadar çarpık bir ortamda. “Koalisyonlardan kurtulacağız” iddiasıyla getirilen yeni sistem koalisyonlara rahmet okutacak cinsten bir bataklığa sürükledi partileri. Artık hiçbir parti bir diğerine karşı ilke tartışması yapamayacak hale geldi. Kanaatimce Türkiye siyasetinin ilk önce bu bataklıktan çıkmak için gerekli anayasal değişiklikleri yapması gerekiyor.