Yarın gece bir yılın sonu ve yeni bir yılın başlangıcı olacak.
Her yeni yılın başında ,
Hep aynı şeyleri hissederim
Çocukluğumdan bu yana..!
Yılbaşı gecesi tarifsiz bir heyecan,
sanki yarın uyanınca farklı bir yaşam..!
Ama her yılbaşı sabahı aynı hüsran.
Yarın 31 Aralık yılın son gecesi ne kadar coşsan, kopsan,
ertesi sabah gene aynı yaşam..!
değişen bir şey var sadece,
Oda sanki şaka gibi bir Nisan..!
İkibinyirmi , sonunda ilave bir rakam
İkibinyirmibir e geçiş işlem tamam..!
kavgalar, anarşi ,cinayetler, deprem , daha çok demokrasi, korona virüsü ile geçti 2020
İkibinyirmibir öncelikle hoşgörü ve demokrasi yılı olmalıdır.
Demokrasi havariliği ,Adnan Menderes'in izinden gitmek ,
söylemini tekrar etmek değildir.
Unutmayın ,
Kendisine rehber aldığınız Menderes'in 555 K da,
yani 5. ayın 5. günü saat 5 de Kızılay da yakasına yapışan ,eylem için ,
Cumhuriyet tarihinin ilk "sivil itaatsizlik" eylemi olarak da anılan ve DP mitingi için Kızılay Meydanı'na gelen dönemin başbakanı Adnan Menderes,
bir anda kendini protestocuların arasında bulduğunda .
Rivayete göre, o zamanlar öğrenci olan, CHP eski lideri Deniz Baykal,
Şair Cemal Süreya'nın aktardığına göre ise Vedat Dalokay,
Menderes'in “Ne istiyorsunuz” sorusu üzerine,
başbakanın yakasına yapışıp “Hürriyet istiyoruz” demişti.
Menderes ise şu soruyla cevap vermişti,
“Başbakanın yakasına yapışıyorsun, bundan büyük hürriyet olur mu?
Cevabındaki kadar bugün hoşgörülü olmayanlar , olamayanlar,
her şeyi malum mazerete bağlayanlar,
En basit bir demokratik eylemi ,
Bir takımın taraftarını organize suç sayanlar,
Menderes kadar hoşgörüsü olmayanlardır.
Selef Cumhurreisi ,
“ şiddet içermeyen gösterilere hoşgörü ile bakmalıyız “
derken, halefi hoşgörüden noksan.
Mizahın kendisinden en çok beslendiği Başbakan Demirel bile ,
Gelmiş geçmiş siyasetçilerin en hoşgörülüsüydü.
Bugün ileri demokrasiye böyle mi geçeceğiz..?
Bir yürüyüşü, bir pankartı hazmedemeyenler,
herkesle aynı düşünmeyenler,
hemen terörist ve dış güçler damgası vurulanlar,
15 yaşındaki çocuğa , teröre karışmamış basına, katlanamayanlar , özgürlükten ,ileri demokrasiden, dem vurarak,
Biz kimsenin özeline karışmıyoruz diyenler ,
daha düne kadar girmek istediği , AB kararlarına “ tu kaka “ muamelesi yapanlar,
beğenmedikleri AB den ve kriterlerinden ders almalıdır.
Eleştiriye katlanamamak ,siyasetçilerin en büyük zaafı ve gafıdır.
Bu ülkeyi yüzde ellilerle ikiye bölenlerin ,
Toplum önünde çok daha hoşgörülü ve özgürlük içinde olmaları lazım.
Daha fazla tahammülsüzlük , gerginlik ve daha fazla ayrımcılık demektir.
Anayasal hak diyerek yasaları kullananlar,
anayasada yerini bulan,
Şiddete karışmadan herkesin ifade özgürlüğünü Anayasada yerini bulduğu gibi,
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25- Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.
Bu ülkede terörü bıraksınlar dağdan inip siyaset yapsınlar ,
Meşru yoldan haklarını arasınlar denilen siyasetçilere bir zamanlar gösterilen hoşgörü,
Bu ülkenin batısında masum bir protestoya gösterilemedi maalesef..!
Bundan da birileri pişman olmalıdır.
Siyaset hoşgörü sanatıdır.
Herkesin sizin gibi düşünmemesine katlanmaktır.
Aksine sizin gibi düşünmeyenleri dinlemektir.
Onlarında gönlünü ve oylarını almak üzere ,
Hacı Bektaş, Mevlana ve Yunus Emre gibi,
“Ne olursan ol gel “diyebilmektir.
sözde değil ,özde İnsanı sevmektir.
Yoksa, bu kafaları değiştirmezseniz eğer ,
yeni yıl , yeni bir yıl demek değildir.
Çocukluğumdan beri hiç değişmese de,
yarın sabah uyandığınızda hep eskisiyle,
beraber yaşamaz zorundayız yine de.
Yeni yılınızı kutlarım.
Hoşgörü içinde sağlıklı günler dilerim.
SÖZÜN ÖZÜ :
BAŞARI insanın isteğini elde etmesi , MUTLULUK ise, elde ettiğini istemesidir.
MEHMET ÖZÇAKIR
P.K:110 EFELER – AYDIN
GSM = 0.542.7608691
