TBMM’de görüşülmekte olan “Türkiye yeşilliklerini ve doğayı yok etme yasası” maden ve enerji sektörüne Türkiye yeşiline ve doğayı altın tepside sunmakta.

“Kritik veya stratejik olarak tanımlanan madenlerin yanında dördüncü grup madenler hakkında ilgili kurumlar izin vermese bile kurul kararı ile işletme izni alınabilecek.

Dördüncü grup madenler arasında altın, gümüş, bakır, kömür gibi madenler yer alıyor.

Allah aşkına bu madenler ne zamandan beri “kritik ve stratejik oldu?

Hele hele yeryüzünün en kirli enerji kaynağı olan kömür ne zamandan beri stratejik oldu?

Beyler kömürün modası geçeli neredeyse yarım yüz yıl oldu.

Bu yasal düzenleme ile Tarım ve Orman Bakanlığı gibi bakanlıkların koruma ve denetim görevlerinin "baypas edilebileceğini" edilmekte.

Sözde enerji ve maden sektörünün yatırım süreçleri bu şekilde hızlandırmak için en uygun uygun çözüm tarım ve tüm yeşillerin maden ve enerji sektörü tarafından yok edilmesi, olarak bulunmuş.

Her ne gerekçeyle pek anlamadık ama “Ulusal güvenlik ve ekonomik refah için yüksek öneme sahip ve iç veya dış etkenler nedeniyle arzı kısıtlanabilecek madenler, stratejik maden olarak kabul edilecek.

Stratejik veya kritik madenler, Milli Savunma Bakanlığı dahil farklı kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri alınarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından tespit edilecek.

Bu madenler için acele kamulaştırma yapılabilecek. Bu konuda karar yetkisi özel kurulda olacak.

ÇED süreci artık kağıt üzeri bir deyim olarak kalacak. ÇED süreci tamamlanmadan yatırımlar sürecek ve yatırım izinleri verilemeye devam edilecek.

Orman yönetiminde Orman Genel Müdürlüğü’nün bazı yetkileri elinden alınarak Maden Ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne devredilmekte.

Ne diyeyim?

Beddua yasalarımızda suç mu değil mi bilmiyorum.

Ancak bildiğim ve hatırladığım şu: Çeyrek yüzyıl önce Verticilium Dahle fungusit zararlısının zeytinimizi işkence ile nasıl öldürdüğünü gördük, yaşadık, üzüldük ,ağladık.

Bu yasaya “evet” diyecek,çekimser oy kullanacak,”hayır” diyemeyeceği için genel kurula katılmayacak olanlar ölümünüz verticilium’a yakalanmış zeytin gibi olsun mu?