Açgözlülük, para hırsı bugüne kadar sayısız felakete yol açtı. Özellikle bizim gibi haklının değil güçlünün sözünün geçtiği, kanunların değil ahbap çavuş ilişkilerinin hakim olduğu toplumlarda bu felaketlerin ardı arkası kesilmiyor. Son bir yıl içinde yaşadığımız felaketlerin en çarpıcı örneklerinden biri geçen ekim ayında Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK)’ya ait bir maden ocağında yaşanan patlamada 41 kişi hayatını kaybetti. Bilirkişi raporunda “Havalandırma yeterli ve etkili olsaydı patlama önlenebilirdi” ifadesi yer aldı. Türkiye’de maden ocaklarında yeterli önlem alınmaması nedeniyle yüzlerce kişi canından oldu. Peki sadece büyük işletmelerde mi ihmal var? Tabi ki hayır. Geçen Cuma günü Nazilli’de bir dönercide yaşanan facia da tam bir açgözlülük durumunun eseriydi. İşyerinin ruhsatsız olmasının yanı sıra ne bir yangın merdiveni var, ne de yangına karşı alınmış bir önlem. Yetmezmiş gibi dükkanın ikinci katında dışarıya açılan kapının önüne klima dış ünitesi yerleştirilmiş. İşyeri sahibi hırsızlığa karşı her türlü önlemi almış ama yangına karşı alınan önlemler de ortadan kaldırılmış. Bu açgözlülüğün bedelini üçü çocuk yedi masum vatandaş canıyla ödedi. Klimanın dış ünitesini can havliyle kırıp dışarı çıkabilen Cennet Yeldi adındaki genç kız Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşam mücadelesi veriyor. Durumu çok kritik. Yaşanan bu felaket Nazilli çarşı merkezindeki işyerlerinin durumunu bir kez daha gündeme getirdi. Çarşıya şöyle bir etrafınıza baksanız durumun vehametini rahatlıkla görebilirsiniz. Tıpkı patlamanın yaşandığı dönerci gibi iki katlı olup yangın merdiveni bulunmayan sayısız dükkan görüyorsunuz. Bu dükkanlara her gün yüzlerce insan girip çıkıyor. Yalnızca dükkanlar da değil Nazilli’de eski binaların neredeyse hiçbirinde yangına karşı alınmış önlem yok. Depreme karşı da dayanıksızlar. Uzun lafın kısası felaketleri bile bile çağırıyoruz. Kurallar tavizsiz bir şekilde uygulanmadıkça, toplum olarak zihnimizi dönüştürüp anlayışımızı değiştirmedikçe daha çok felaketler yaşayacağız.