Merkez Bankası'nın faiz kararının ardından döviz kuru yükselişe geçti. Altın fiyatları deseniz aldı başını gidiyor. Piyasadaki bu dalgalanma, gündelik hayatta kullandığımız pek çok temel tüketim maddesine zam olarak yansıyor. Gün geçmiyor ki, akaryakıta zam haberi duymayalım. Bir de önümüz kış olunca dar gelirliyi ve orta direk diye tabir edilen kesimi telaş sarmış durumda. İnsanların alım gücünün günden güne azaldığı şu ortamda insanlar nasıl endişe duymasın ki?

***

Seyahat, konser, sinema, dışarıda yemek gibi günümüz yaşam koşullarında maalesef 'lüks' olarak nitelendirilen pek çok gereksinimden fera-gat eden vatandaşlar, gıda, elektrik, su, telefon faturaları, kira bedeli gibi en temel ve yaşamsal kalemlere bile para yetiştirmekte zorlanır hale geldi. Siyasi görüşü, kimliği, inancı ne olursa olsun tüm vatandaşların sorunu ortak: geçim derdi.

Durum böyle olunca yönetim kadrolarında bulunanlar mutlaka ama mutlaka kalıcı çözüm reçetelerini hayata geçirmeli. Alınan geçici tedbirlerle ekonomik sorunların önlenemediği hatta gün geçtikçe daha da derinleştiği apaçık bir gerçek. Yaşanan ekonomik sıkıntıları 'Dünyada da var, ne olacak sanki?' türünden sözlerle veya komplo teorilerine sarılarak izah etmeye çalışmak, en hafif tabirle işin kolaycılığına kaçmaktır.

***

Bir diğer mesele de önümüzdeki aylarda tespit edilecek asgari ücret tutarı. Bu konuda işverenler, şimdiden kara kara düşünmeye başladı. Şu sıralarda bir çalışanın sigortasıyla birlikte çalışana maliyeti 5 bin lira bandında. Verilecek artışla birlikte bu miktar daha da artacak. Bu hayat pahalılığı karşısında elbette ki asgari ücrete zam yapılacak ama devlet, işverenin yükünü azaltıcı tedbirleri de bir an önce yaşama geçirmeli. Yüksek vergi yükü ve maliyet altında ezilen işveren, işçi çıkarma yoluna giderse bu da ekonomik ve toplumsal anlamda yeni sorunları doğurur. İstihdama olumsuz bir yansıma söz konusu olur. O nedenle karar merciinde bulunanlar şimdiden bunun hesabını yapmalı ve gereken önlemi almadır.

Sözün özü, hayat pahalılığına çare bulunması elzemdir. Sokakta çarşıda pazarda konuştuğumuz insanların ortak arzusu budur.

Kalın sağlıcakla…