Bu köşenin okurları hatırlayacaktır. Anı kitaplarını okumayı oldum olası çok sevdiğimi daha önce kaleme aldığım bazı yazılarda ifade etmiştim. Hele bu anılar, yıllarını gazetecilik mesleğine vermiş duayenlerin anılarıysa, bu kitaplara olan ilgim bir kat daha artıyor.


Bugünlerde Türk basınının usta kalemlerinden merhum Tufan Türenç’in anılarından oluşan ve Remzi Kitabevi’nden yayımlanan “Babıali’nin Öteki Yüzü” adlı eseri okuyorum. Gerçekten son derece akıcı bir üslupla yazılmış, sürükleyici bir eser.


Anı tutkunlarına, Türkiye’nin yakın siyasi geçmişine ve basın tarihine meraklı olanlara şiddetle tavsiye ediyorum.


***


Tufan Türenç, uzun yıllar Hürriyet gazetesinde yazı işleri müdürlüğü ve köşe yazarlığı da dâhil olmak üzere önemli görevlerde bulunmuş bir isim. Gazeteciliğe başlama öyküsü de bir hayli ilginç. İlk başta Eczacılık Yüksekokulu’na kaydolan Türenç, bu mesleğin kendine uygun olmadığını görünce babasının da yardımıyla Babıali yokuşunun yolunu tutan bir isim. Abdi İpekçi’nin yönettiği Milliyet gazetesinde mesleğe başlayan Türenç’in anıları yakın geçmişe ışık tutuyor, Türk basınının ve siyasetinin yolculuğundan önemli kesitler sunuyor.


O yıllarda gazeteciliğin hangi güç koşullarda yapıldığını ancak yönetme merciinde bulunanların eleştirel gazeteciliğe karşı daha hoşgörülü olduğunu Tufan Türenç’in hatıralarından anlayabiliyoruz.


***


Türenç’in İsmet İnönü’den Bülent Ecevit’e, Turgut Özal’dan Süleyman Demirel’e kadar dönemin önemli siyasi kişilikleriyle yaşadığı birbirinden ilginç olay ve anıları “Babıali’nin Öteki Yüzü” adlı yapıttan bir solukta okuyabilirsiniz.


Usta kalem Tufan Türenç’i bu vesileyle rahmetle andığımı belirtmek isterim.


Herkese bol kitaplı günler…