Son iki yüz yıldır kendini bilmez sözüm ona ticaretle uğraştığını ifade eden tüccarlar okyanuslardaki dev balinaların soylarını tüketmek için neredeyse işbirliği yaptı. Balinaların yağlarından sabun, yiyecek, parfüm ve türevleri yapmak için o canım hayvanları katlettiler yıllarca. Sonra bilim insanlarına kulak verdiler el vicdan bu işten vazgeçtiler de balinaların nesli yok olmadı.

Sonrasında fillere ve beyaz gergedanlara dadandı o kötü zihniyet dişleri için avlandılar hunharca ve avlanmaya da devam ediyorlar. Gizli gizli safari adı altında Afrika düzlüklerinde sırf dişleri cinsel gücü artırıcı özelliği var yalanıyla on binlerce fil ve beyaz gergedan katledildi. Para hatta çok çok fazla para kazanma hırsları yüzünden zavallı hayvanların soylarını kurutmaya başladılar yeryüzünden. Havyarları (döllenmemiş balık yumurtası) yemek adına mersin balığı başta olmak üzere orkinos (ton) balıkları da havyarlarını almak uğruna katlediliyor. Öte yandan ahtapot, kerevit, yengeç, midye gibi deniz ürünleri de aşırı bir tüketimle karşı karşıya. Bazı türler vahşice sayılacak bir metotla canlı canlı kaynar suda haşlanıyor, sözüm ona bu şekilde daha taze ve proteini muhafaza edilmiş oluyor (muş)

Bilim insanları çektikleri belgesel filmlerinde insanların yaban hayatına verdikleri zararları gözler önüne sermeye devam ediyor. Ancak kendini bilmezler hala bencilce para kazanmak uğruna vahşetten geri kalmıyor. Açık sularda yüzen bazı balıklar ve deniz kaplum-bağaları insanların rastgele tabiata ve denizlere attık-ları başta naylon poşetler olmak üzere plastik ürünlerini yemek sanarak yiyorlar ve maalesef hayatlarını kaybediyorlar. İşte kendini bilmez insanlar yüzünden yaban hayatına verilen zararlar diğer iyi insanların kalbine sokulan hançer oluyor.