Bir süredir cebimizdeki rakamlarla kafamızdaki düşünceler arasında gidip geliyoruz. Birinde eksili hesaplar varken birinde yine de şükür'le başlayan cümleler. Ama ikisi de aynı şeyi söylüyor. 'Yorulduk'

Bakkal, market poşetlerini taşımakta zor geliyor artık. Poşetlerin ağırlığından önce fiyatların ağırlığı moralimizi bozuyor. Kasada kart uzatırken 'acaba yetersiz bakiye' der mi diye düşünüyoruz. Cebimizde dolar yok ama dolara bağlıyız. Kuru izleyerek yaşamak gibi tuhaf bir rutinimiz oldu. O gün dolar neyse, moralimiz de o yönde...

Birileri de televizyona çıkıp 'ekonomik dengelenme başladı' diyor. Öyleyse biz neden hâlâ gerginiz?
Daha garibiyse ekonomi konuşmaktan yaşamayı unuttuk. Eski zamanlarımızda arkadaşlarımızla oturduğumuzda hayaller kurardık. Şimdi kimle bir araya gelsek 'ay sonu gelecek mi?' diye konuşuyoruz.

Mesele sadece para değil. Huzurumuzda kayıp. Çünkü biz insanlar geçinemediğinde sadece bütçe değil, özgüven de sarsılıyor. Acaba biz mi beceremiyoruz? Yoksa herkes çok mu iyi yaşıyor? Veya bize mi öyle geliyor...

Bunca hengamenin arasında bir şeyler değişir mi? düşüncesi hep kafamızda. Aslında evet değişir. Değişim sadece yukarıdan başlamaz. Biz kendi kafamızda değişmeliyiz.

Her şey daha pahalı ama biz daha az tüketebiliriz, her şey zorlaştı ama biz daha sabırlı olabiliriz. Ben tek başıma değiştiremem ama kendi evimde adaleti, paylaşmayı, şükrü yeniden öğretebilirim.
Belki huzur cebimizde değil aklımızda başlar. Çünkü dolar düşünce değil, biz sakin olursak hayat gerçekten ucuzlar...

Sağlıkla kalın...