İnsanoğlu, yaratılışından beri günümüze kadar şifayı doğada aramıştır. Bilgili insanların ve zamanla uygulanıp da yanıt alınan bazı tedaviler günümüze kadar gelmiş. Hacamat ve sülük tedavisi de bunlardan birkaçı.

Bu iki kadim tedavi modern tıbbın gölgesinde zaman zaman unutulsa da, son yıllarda doğal tedavi arayışında olan herkesin merak ettiği konular arasında. Bu uygulamalar yalnızca bedeni değil, ruha da şifa oluyor.
Nazar, çoğu insanı derinden etkileyen bir hadisedir. Hacamat ve sülük tedavisi uygulayan insanlardan çoğunlukla nazarında çıktığını duyarız. Zaten Covid-19 aşılarından sonra da hacamat sık sık gündeme geldi.

HACAMAT NEDİR? NEDEN UYGULANIR

Hacamat, vücudumuzdaki kirli kanın vakumlama yoluyla dışarıya atılmasıdır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) zaman zaman uyguladığı bu yöntem, bağışıklık sistemini desteklemekle kalmıyor, baş ağrısı, yorgunluk, stres, nazar gibi rahatsızlıklarda rahatlama sağlıyor.
Günümüzde, ‘hijyenik ortamlarda ve uzman kişiler tarafından uygulanmalı” uyarısını da çok duyuyoruz elbette. Bu işi sadece ticaret için yapıp insanların canını tehlikeye atan çok insan var.
Aşırı hijyen gerektiren bir meslek aslında. Her kullanılan ürün kişiye özel olmalı, hijyenik ortamda olmalı, kişiler aynı anda aynı odada veya mekanda hacamat yapılmamalıdır. Çünkü manevi olarak karşı tarafın hastalığı bize veya bizdeki hastalıklar onlara geçebiliyor. Dikkat gerektiren bir yanı elbette var.

SÜLÜK TEDAVİSİ: DOĞAL DAMAR CERRAHI

Sülük denildiği zaman çoğu insanın aklına ürpertici bir görüntü ve his gelir. Ancak sülükler gerçek anlamda ve kanıtlanmış olarak tıbbi bir mucizeler.

Sülüklerin salyalarında bulunan ‘hirudin’ maddesi sayesinde, kanın pıhtılaşmasını önleyici etkiler oluşturuyor ve özellikle damar tıkanıklıkları, varis, romatizma gibi ciddi sorunlarda fayda sağlıyor.
Cilt yenilenmesi, toksin atımı ve bağışıklık üzerinde oldukça olumlu etkileri olduğu araştırmalarla da desteklendi. Yine dikkat edilmesi gereken konu, uzman ellerde ve kontrollü bir şekilde yapılması.

BU TEDAVİLER GELENEKSEL Mİ, MODERN Mİ?

Aslına bakacak olursak yıllardan beri süre gelen yöntemler asla kulak arkası edilemez. Tarihimizdeki çoğu bilgin, doğadaki maddeleri kullanarak tedaviler uygulamış.

Hacamat ve sülük tedavileri bilimsel tıp ile çatışan değil aksine tamamlayan yöntemlerdir. Doğru zamanda ve doğru kişilerde uygulandığında hem modern tedavi sürecine destek olur hem de kişilere bütüncül bir şifa yaklaşımı sağlar. İnsan sadece etten ve kemikten ibaret değildir. Ruh, enerji ve geçmişiyle bir bütündür…

Şifayı sadece modern hastanelerde aramamalıyız. Doğanın bize sunduğu kadim bilgileri de aramamız gerekiyor. Hacamat ve sülük bu anlamda hem bir hatırlayış hem de bir dönüşüm olabilir.
Belki de en büyük şifa, bedenimize kulak vererek, onun neye ihtiyacı olduğunu anlamaktan geçiyordur.

Sağlıkla kalın…