Dünyanın her bir yerinde yaşanan ve sıklıkla tekrar eden tabiat olayları acaba kıyamet alametleri mi? Bunlar diye düşündürüyor. Kutsal kayıtlarda tarif edilen ve nesilden nesile aktarılan hikayelerde kıyamet gününe yaklaşıldığında yaşanacak doğa olayları anlatıldı hep.
Çok büyük savaşların çıkması, kıtlıklar, depremler, seller, salgın hastalıklar, insanlar arasında yaşanan sevgisizlik gibi bir çok emare kıyamet belirtileri olarak anlatıldı asırlar boyunca. Durup düşününce ve yaşanan olayların bir şekilde içinde olunca insan tedirgin olsa da kıyametin yakın olduğunu tahmin ediyor. Dünya'nın farklı bölgelerinde yaşanan herhangi bir doğal afetin etkilerini gezegen üstünde yaşayan herkes hissediyor artık. Çünkü gözümüzde büyüttüğümüz dünyamız aslında o kadar da geniş değil. Etkileşimler çok çabuk her yere ulaşıyor. Örneğin Japonya'da yaşanan 9/10 şiddetindeki depremin yıkıcı etkileri sadece orada hissedilse bile, manevi sıkıntısı tüm dünyada hissediliyor. Yada aktif bir yanardağ olan Etna veyahut Vezüv lav püskürttüğünde etkisini tüm dünya hissediyor, çünkü atmosfere saldıkları karbonmonoksit gazı hepimizi etkiliyor.
Dünya, yaratıldığı zamandan bu yana her türlü karşılaştığı yıkımlara ve doğa olayları karşısında pes etmeden kendini yenilemeyi başarmış. Ancak insanoğlunun yaratıldığı zamandan bu yana dünyamıza yine bizler zarar verdik. Son yüzyılda başlatılan adına sanayi devrimi denilen oluşum maalesef dünyanın varoluşundan bu yana en yıkıcı olayların başlatıcısı oldu. Fosil yakıtlar yüzünden dünyamızın atmosferinde meydana gelen aşırı kirlilik nedeniyle insanların kaliteli oksijen solumaları da imkansız olacak. Kutsal kitaplarda kıyamet alametlerinden söz ederken gayet sade ve anlaşılır bir dille yıkıcı doğa olaylarından bahseder. Büyük yıkımlara yol açan ve binlerce kişinin ölebileceği depremlerin yanı sıra, seller, heyelanlar, yıldırım düşmeleri, yanardağların patlayarak etraflarındaki şehirleri yutması, ölümcül salgın hastalıklar ve daha pek çok doğal yıkımlar kıyamet alametleri arasında sayılmış ayetlerde. Şimdilerde yaşanan büyük yıkımlar ve can kayıpları da tedirgin ediyor toplumları. Yakın gelecekte biz insanları neler bekliyor bilmek ve tahmin etmek imkansız ama bu yaşananlar hiçte hayra alamet değil. Kainatın tek sahibi her şeyi hakkıyla gören ve bilendir. Hakkımızda hayırlısı neyse o olsun…