Bir ayette şehitler için ölü denmemesi gerektiği belirtilir. Onların diri olduğu ama bizim bunun farkında olmadığımız anlatılır. Çanakkale Savaşı’nı post-modern bakışla değerlendirip Alman emperyalizmi adına Osmanlı askerinin Çanakkale’de telef edildiğini iddia edenler vardır. Çanakkale’de Alman etkisi vardır. Ama bu durum post-modern şaşı bakışı haklı çıkarmaz. Osmanlı Devleti zaten yıkılacaktır. Çanakkale zaferi, Osmanlı Devleti’ni kurtarmaya yetmez. Ancak Yirminci Yüzyıl’ı tamamen şekillendirir. Daha düne kadar Soğuk Savaş vardır. Türkiye’nin dış politikası aynı eksen etrafında şekillenir. Eğitim sisteminde Türk-İslam sentezine başvurulur. Çünkü o sentez komünizme karşı sığınılacak yegâne duraktır. Yirminci Yüzyıl içerisine Türk’ün ateşle imtihanı, emperyalizmle mücadeleyi de koymalıyız. Bu, Milli Mücadele’nin ta kendisidir. Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı’nın lideri Mustafa Kemal’i ortaya çıkartır. Milli Mücadele’ye önemli bir motivasyon etkisi sağlar. Çarlık Rusya, Çanakkale Zaferi nedeniyle yıkılır. Yerine Sosyalist Rusya kurulur. Rusya doğu cephesinden çekilir. Eğer Milli Mücadele yıllarında Doğu’da Rus istilası devam etmiş olsaydı Kurtuluş Savaşı’nın sonucu tam bir felaket olabilirdi. Aynı zamanda Komünist Rusya’nın tarih sahnesine çıkmasıyla Güney Asya’dan Anadolu’ya, Milli Mücadele mücahitlerine, Kafkasya ve Karadeniz üzerinden yardım koridoru açılmış olur. Çanakkale, Türkiye devletinin kurulmasını sağlar. Batı emperyalizmine karşı mazlum milletlerin uyanışının da başlangıcıdır. Çanakkale şehitleri ölmedi. Bugün biz onlar vesilesiyle bu topraklarda varız. Onlar, bizde dipdiri yaşamaktadır.
Türkiye’de Mehmet Akif ne ise Pakistan’da Muhammet İkbal de odur. Milli Mücadele yıllarında Pakistan toprakları İngiliz işgali altındadır. Hindu ve İngiliz zulmünden Müslümanlar yılar. Bir uyanış başlar. Pakistan’da İngiliz zulmüne ve Anadolu’nun işgaline karşı büyük bir miting tertip edilir. Mitingde konuşan İkbal der ki: “Ey milletim! Yeniden dirildiğimizde, mahşerde peygamber sancağı altında toplanırken kimi Müslümanlar, Hz. Muhammed’e hediye sunar. Sabahlara kadar günahlarına ağlayan kimi evliyalar gözyaşlarını bir bardakta Peygambere takdim eder. Ben, Hz. Peygambere bir bardak kan sunmak isterim. Peygamber, bu nedir? Diye sorduğunda bu, Anadolu’da İngiliz kurşununa uğramış Müslüman’ın kanıdır.” Derim. Yapılan miting sonucunda, Pakistan’ın fakir halkından kimileri parmağındaki nikâh yüzüğünü yardım heyetine verir. Toplanan yardımlar, Rusya’nın açtığı koridor üzerinden Anadolu’ya ulaşır.
Mehmet Akif Ersoy, Çanakkale Savaşıyla ilgili şiirin bir bölümünde şöyle seslenir:
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedir’in aslanları ancak bu kadar şanlı idi!
Bedir Savaşı’na yaklaşık üç bin kişi katılır. Tarih, üç bin kişinin katıldığı Bedir gibi küçük savaşları ve beş yüz bin kişinin vuruştuğu büyük savaşları da kaydeder. Neden mi? Hz. Peygamber, Bedir Savaşı öncesi ellerini gökyüzüne açarak Yaratana şöyle dua eder: “Allah’ım sen burada bir avuç Müslüman’ı yenilgi uğratırsan. Yeryüzünde senin adını anacak kimse kalmayacak.” Hz. Muhammet, ellerini öyle bir gökyüzüne açar ki sırtındaki cübbe düşer. Alınacak yenilgi, yok olma demektir. Çanakkale Savaşı da var olma mücadelesidir. Bir mücadele var veya yok olma savaşıysa tarih bunu elbette kaydedecektir.
630’da Hz. Muhammet, Tebük Seferi’nden dönerken “küçük savaştan büyük savaşa döndük buyurunca sahabeler büyük savaş nedir diye sorar. Hz. Peygamber “Nefisle mücadele” şeklinde cevaplar. Çanakkale geçildi mi? Geçilmedi mi? Şeklinde ciddi bir tartışma vardır. Tartışmayı bir tarafa bırakalım. Ülkem, ithalat kolaylığı varken ihracata ve üretime dayalı bir ekonomik yapı geliştirmişse Çanakkale geçilmemiştir. Her yere üniversiteden ziyade her yere teknoloji satan üniversite tercihimiz olmalıdır. Tevfik Fikret’in Haluk’u; Mehmet Akif’in Asım’ı ünlüdür. Fikret, oğlu Haluk’u batı değerleriyle yetiştirir. Avrupa’ya tahsile giden Haluk papaz olur. Asım ise Çanakkale’yi savunur. Orhan Pamuk’un kırmızısı; Mehmet Akif’in alı mı? Kırmızı müstehcenliği; al ise şehit kanını, bayrak ve bağımsızlığı sembol eder. Neslimiz, Orhan Pamuk kadar evrensel; Mehmet Akif gibi vatan ve millet sevgisi dolu olursa Çanakkale geçilmemiştir; geçilmeyecektir. Bir ayette Yaratıcı buyurur ki : “Onlara karsı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki, bununla Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve daha bundan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız." Güçlü ekonomi, sağlam insan kaynağı, güçlü ordu, işte denklem budur. İkinci Çanakkale Savaşı ne zaman mı? Eğer demin işaret ettiklerim yapılmamışsa çoktan başlamış İkinci Çanakkale Savaşı’nı baştan kaybetmişiz demektir.