Rahmetli Eyüp Şahin amca değirmeni fabrikaya çevirmiş yeni makinaları eski binaya yerleştirerek yıllarca Aydın ve çevresine ürettiği unları satmış. Milletvekili olunca Şahin Şahin ile Ertan Şahin fabrikayı biraz daha yenilemişler. Fuat o dönem daha küçüktür. Ablası ise Tire’ye evlenerek gitmiştir. Kenan Şahin çok zeki ve çalışkan olduğundan Robert Koleji’ni bitirdikten sonra ABD’ye üniversite tahsili için gitmiştir. Üniversiteyi bitirmiş ve çok genç yaşta profesör olarak orada kalmıştır. Biz lise öğrenciliğimiz sırasında bir iki kez tarihi evde şatoda onunla görüşmüştük. Fuat bu abisinden gururla bahseder ve ben de üniversitemi Amerika’da okuyacağım derdi. Yıllar sonra Kenan Şahin eşi ve çocukları ile geldi. Annesi ve yengesinin kaldığı şatoya yerleşti. Eşinin ailesinin yaşadığı Tire’ye gitmeden birkaç gün Aydın’da kalıp, sonra Tire’ye geçti. Aydın’da olduğu bazı günler şatonun bahçesinde masa başında oturup konuşmaya başladığımızda hep değişik sorular sorarak düşüncelerimi, ne olmak istediğimizi öğrenmeye çalışırdı. Ne yapacaksın öğretmen olacaksın da. Doktor ol. Mühendis ol. Bilgisayarcı ol. Avukat ol. Dediklerinin köylü Beyhan’a ancak çok zorlar, özel kurslar alırsa girebileceği yerler. Ama öğretmenlik daha kolay, peki bilgisayarcı nasıl olunuyordu onu bilmiyordum. Fuat’ın durumu ile bazı sorular da sorardı. Profesör olduğu, öğretici ve eğitici, başarılı olduğu her halinden belli oluyordu…

Ben ona idealimde yaşatıyor, düşünüyor, yorumluyordum. Ama onun gibi olmak, ABD’ye gitmek, profesör olmak bizim yapacağımız, kazanabileceğimiz bir yanımız yoktu. O bize göre erişilmez bir yerde idi. Nihayet ben yıllar sonra edebiyat öğretmeni oldum. Aydın Lisesi, Cumhuriyet Lisesi’nde görev yaptım, idareci oldum derken Fuat şahin ağabeyim ABD’den geldi. Akşam bizimlesin dediğinde çok sevinmiştim. Şatoda buluştuk. Bilgisayar ve parçaları üzerinde uzun uzun konuştuk. 2 bin 500 mevcutlu Aydın Lisesi’nde bilgisayar laboratuvarı var mı? sorusuna şaşkın şaşkın, gülerek görmedim dedim. Ama Ticaret Lisesi’nde var demiştim. Sen eve bir tane alıp, çocuklarının gelişimine katkıda bulunmak ister misin? deyince, daha renkli televizyonu yeni aldım, taksitlerim bitince, çocuklarım için düşünebilirsin gibi konuşmalardan sonra, ABD’den buraya bir bilgisayar fabrikasını aktaracak Aydın’da üretmek istediğini anlatınca ben daha çok şaşırmıştım. Aydın’da bilgisayar fabrikası… Konu Aydın Valisi Recep Yazıcıoğlu’na aktarılacak, görüşme ve randevu alınacaktı. Kolay dedim. Recep Yazıcıoğlu’nun babası Söke Müftüsü iken ben Söke Lisesi’nde Edebiyat Öğretmeni ve Müdür Yardımcısı idim. Müftünün iki kızı da benim öğrencimdi. Recep Yazıcıoğlu ailesinin yaşadığı Söke’ye geldik. Evimize de gelir sohbetlerimizi gece geç vakitlere kadar tartışırdık. Benim eksik yönlerimi görünce bir sonraki gelişinde bana Necip Fazıl’ın “ÇİLE” isimli kitabını, eşime de “KALABALIKTAN UZAK” isimli İngiliz yazarının kitabını hediye olarak getirmişti. Bir sonraki buluşmamızda da Şevket Süreyya Aydemir’in bir kitabını getirmişti. O kaymakamdı, ben edebiyat öğretmeniydim ama benim kitaplığım, kültürüm, bilgilerim onun kadar geniş ve zengin değildi. Sonraları onun küçük kız kardeşi Selma, benim halamın torunu ile evlenince akraba olduk…

Kenan şahin ile Recep Yazıcıoğlu bir araya gelip tanıştılar ve görüştüler. Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm okullarına ve öğrencilerinin ihtiyacını karşılayacak, eğitim seviyesini yükseltecek bilgisayar, tablet için gerekli fabrikayı Aydın’da kurmak konusunda mutabakat oluştu ki Aydın’dan Nazilli’ye doğru çıkışında Yılmazköy’ün bitişiğinde bulunan atıl durumdaki Elektronik Fabrikası’nda buluşulmasına karar verilmiş. Fabrikadaki bir yetkili Fuat Şahin, Kenan şahin, Recep Yazıcıoğlu ve ben orada buluştuk. Ankara’ya Kenan şahin ile Recep Yazıcıoğlu ve Fuat Şahin hemen gidecek Turgut Özal ile görüşülecek. Bu işin tüm masraflarını Prof. Dr. Kenan Şahin üstlenecek. Bu işi yapacak bitirecek gücü ve bilgisayarı var. Bugün yarın diye beklemeden Ankara’ya gidildi. Ama sonuç gelmedi. Veya benim bilmediğim durumlar, Turgut Özal’ın Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığı’na geçişi, hastalığı ve ölümü ile bu güzel ve Türkiye yararına oluşacak çalışma yarım kaldı. Sanıyorum Kenan Şahin sonra bu işi İngiltere’ye Londra’ya taşımış. O fabrika hala bir gelişme gösteremedi. Şu an Aydın’ın Türkiye’nin tanınmış Ziraat Aletleri Fabrikası sahipleri Alpler’den Mümtaz Özalp, Hüdai Özalp ve Tevfik Özalp kardeşlerin uhtesinde bulunuyor. O fabrikanın Çinli ortağı nedeniyle sorunlu hale gelmiş ve hala çözüm bekliyor sanırım.