Sonbahar en sevdiğim mevsimdir. Dışarı çıkma isteğimizi yok eden nemli ve boğucu bir yazdan sonra sarı, kızıl, yeşil renkleri ve canlandırdığı havasıyla sabrımızın bir ödülü gibidir. Benim için sonbahar yalnızca bir mevsim değil, bizleri sosyal yaşama katmak için, katılmak için isteklendiren, özendiren, içsel enerjimizi yükselten bir görsel şölen ve gerçek bir ilham unsurudur.

Sanı sıcak yaz günlerinden sonra gazete yazılarımı yazmaya hep sonbaharda başlarım, havanın bizlere soluk aldırması nedeniyle olmalı uykularım bile düzene girer. Sonbahar gerçekten düşsel bir mevsimdir. En duygusal şairlerimizden olan Cemal Süreya ‘Sonbahar sanattır’ diğerleri mevsim derken aynı düşünceler içinde olduğundan eminim.

En büyüleyici doğa fotoğrafları sonbaharda çekilmiş olanlardır. Mevsim tablolarına bakarken bizlerde bedensel ve ruhsal hareketlilik isteği yaratanlar yine sonbaharı konu edinmiş olanlardır.

Öğretmenlik yaptığım yıllarda ikinci sınıfı okuturken mevsimlerle ilgili ünitelerimiz vardı. Çevremizde Sonbahar', Çevremizde Kış, Çevremizde ilkbahar gibi.

Samimi olmam gerekirse ‘Çevremizde Sonbahar' ünitemizi işlerken coşkuyla, zevkle anlattığım anımsarım, Sonbahar fotoğraflarına bakarken yaşam enerjimin tazelendiğini, ruhumun ilhamla dolduğunu hissederim. Fotoğraflar her nereyi gösteriyorsa içimden oraya gitmek için can atarım. Ülkemizde öylesi görsel şölenler sunan sayısız yer vardır.

Anadolu'nun yaprakları sararmış çınarı, Kavaklı köylerinden Bolu Gölcük Doğa Parkı ilkbaharda güzel, sonbaharda insanı kendine hayran bırakan o mucizevi görüntülerine ve hatta büyük kentlerin güz renklerini donanmış parklarına kadar bu ilham verici mevsimin güzelliğini görebiliriz.
Sonbahar sevgim ilkokul dershanemin duvarında asılı olan mevsimler panosunu gördüğüm gün başladı. Dört mevsimi canlandıran fotoğrafları gösteren bu panoda sonbahar görüntülerinin altındaki yazıda şöyle diyordu: 

“Sonbahar gelince babam sobamızın borularını temizler, çatıyı onarır, annem turşu kurar, ninem kazak örer, dedem sıcak odamızda bizlere masal anlatır. Panodaki fotoğrafta ağaçların peş peşe sıralandığı bir cadde ve o caddede rüzgârla savrulan sararmış çınar yaprakları görülüyordu. Yaklaşan gri bulutların indireceği yağmuru izlemek için pencere önüne yerleşen çocuklar ve bir an önce evlerine girebilmek için sokakta koşuşturan insanlar resimdeki hareketli figürler oluşturuyorlardı. Panodaki yazılar ve görüntüler yüreğime has bir yaşam sevgisi ve enerji yüklemişti. Bunun nedeni; çocukluk döneminde ve öğretmenlik yıllarımda. Panoda betimlenenleri sonbaharda bire bir yaşamakta oluşumuzdu. Eylül ayının girmesiyle birlikte en küçüğünden en büyüğüne tüm kentlerde büyük bir hareketlilik başlar. Caddelerde, alışveriş alanlarında, sanat ve sosyal yaşam yerlerinde arı kovanını anımsatan bir görüntü oluşur. Tatile gidemeseler bile evlerinde dinlenmiş olan insanlar sonbaharın girmesiyle tazelenen bir güce kavuşup işlerine, sanatlarına ve yaşamlarına odaklanırlar. Anne babalar çocukları için uygun okul bulmak, kayıt yaptırmak, gerekli giysiler, defter kitap, kırtasiye almak için inanılmaz bir enerjiyle koşuşturmaya başlarlar. Günlerce sürer bu hareketlilik. Sonbaharda tüm vitrinler mevsimin özlemli renklerini yansıtan zarif moda tasarımlarıyla dolar. Tanınmış butikler, restoranlar ve eğlence yerleri yazlıklardan kente görkemli bir dönüş yaparak mevsimin enerjisini sanki ateşlerler.

Covid 19 salgını öncesi sonbaharın girmesiyle sinema, tiyatro ve sanat festivali etkinliklerinde oldukça hareketlilik yaşanırdı. Bu beklenmedik küresel felaket severek katıldığımız etkinlikleri olumsuz etkilemiş olsa da sanatçılar ve sanatseverler pes etmeden mevsimin hakkını vermeye çalıştılar.
Sonbahar yalnızca büyük kentlerin değil, küçük taşra kasabalarının sosyal yaşamlarına da yeni bir enerji getirir. Tarım ya da hayvancılıkla uğraşanlar için sonbahar mevsimi en yoğun uğraş verdikleri dönemlerden biridir. İlkbahar ve yaz ayları boyunca yetiştirdikleri tahılların hasadı, kavurucu sıcaklarda bin bir emekle topladıkları tütünlerin dizilip balyalanması ve bağbozumları sonbaharın tatlı serinliğinin verdiği yeni enerji sayesinde gerçekleşir.

Hemen herkes bağlardan toplanan üzümlerden pekmez, sıra yapmak için nasıl zorlu bir emek verildiğini bilir. Neyse ki bu uğraşlar mevsim koşullarının daha uygun olduğu sonbaharda yapılıyor, insanlar bu işler için gereken enerjiyi sonbahar mevsiminin ılıman havası ve göz alıcı renklerinde buluyor.
Sonuç olarak, tüm senenin en coşkulu çalışmalarının yapıldığı ve koşuşturmalarının yaşandığı sonbahar en yüksek enerjiye sahip olan mevsimdir. Sonbahar gerçekten düşsel bir mevsimdir.

Düşselden de öte SONBAHAR SANATTIR...